12 Ocak 2010 Salı

Neşeli Günler

Yılın ilk günleri ile birlikte daha fazla asosyal olmaya dayanamayıp hep birlikte kahvaltı yaptık. Bu sefer cümbür cemaat babalar ve bebelerle birlikte. Babalarla dönüşümlü bebeklere baktığımız için en azından oturup bir kahve içip ne yediğimizi bilebildik. Babalar da güzel sohbet etti ve bebekler de çok eğlendi.

Ela ütüsüz hiçbirşey yapmadı o gün. Ütüsüyle kaydı, ütüsü yanında lego yaptı. Ütüsüyle düşecek diye korktum çok şükür o olmadı. Ütüsüyle tırmandı ve haliyle ütüsüyle kurduğu duygusal bağı bozmak sonunda zor oldu. O gün herkesde çayımıza attığımız şeker gibi bir tad bıraktı. Nerdeyse ertesi gün tekrar kahvaltıya gitmek isteyecektik..

Hafta içi oyun grubumuzun büyük bir kısmı olarak bizde toplandık.. Yine çok kirlendik, çok eğlendik. Çocukların ne kadar eğlendiği zaten yüzlerinden belli oluyor da biz de onlara baya güldük diyebilirim.

Yalnız bizim evde bir keramet var. Bizim eve giren en oturan çocuk bile tırmanmaya başlıyor. Daha eve gelir gelmez daha önce tırmandığı görülmemiş İpek masanın üzerine çıkıp oturdu. Onu gören Ela tabii ki durmadı ve tüm yemek keyfini ikisi masanın üzerinde yaptı. Bu arada ne yazıkki Ela'nın yediği yemeklerin yarısı İpek'in annesi Melek'in üstüne döküldü. Daha sonra yine kirlenmekten hiç hoşlanmayan İpek'in unlara bulaşmış halini aşağıda görüyorsunuz. Özellikle İpek, Eren ve Ela üçlüsü unla çok uzun süre oynadılar. İpek'in stresini attığını görerek annesi çok keyif aldı. Tabii bu un aktivitesi devam ederken Melisa da zaman zaman katılıp zaman zaman özgür ruh dolaştı. Asıl özgür ruh Duru ise evimizi çok dağınık bulmuş olacak ki evi topladı, girişi temizledi. Bu kız bana ders vericek sanırım.
Un çılgınlığının hemen ardından kendilerini piste atıp çılgınca dans ettiler. Böyle figürler hiçbir yerde görülmemiştir. Daha sonra kurduğumuz çadırın içinde baya debelendiler. Ordan girip burdan çıktılar. Burda da Duru ve Melisa'nın sandalyelere tırmandığını gördük ve bu evin kuralı bu herhalde çocuklarda bir suç yok olayını anlamış olduk.
En son aktivitemiz de çocukların özgürce atlama zıplama nasıl saçmalamak istiyorlarsa saçmalamaları aktivitesiydi. Bu bölümde de saçmalamayı çok iyi beceren artık yaşları 18-21 ay arası olan koca bebekler yine yorulunca dağıldı. Bugünün bende çok güldükten sonra bu kadar güzel kalmasını isterdim ama Ela'nın Melisa'yı ısırmasıyla günüm kabusa dönüştü. Melisa'nın canının çok yanmasının yanında annesinin ve benim de çok canım yandı. Ela'nın böyle birşeye eğilimi olduğunu görmek beni çok üzdü ama sonra silkelendim kendime geldim ve asıl yapmam gereken şeyin onu engellemek ve ona bunun kötü olduğunu anlatmak olduğunu anladım. Çünkü o yaptığı hareketin kötü olduğunu anlayabilecek bir yaşda değil, ben ona anlatmak zorundayım. Her neyse bunun bir çok anne baba için kabus olduğunu biliyorum, ama ben çocuğumun kimseye zarar vermesini istemediğim için bunu engellemek için herşeyi yaparım.. Demek ki artık çocuklarımız başka çocukları incitebilecek yaşdalar.

Ela Melisa'dan özür diledi ama asıl ben Melisa'dan özür diliyorum. Ben kızımı daha iyi kontrol edebilmeliydim.. Umarım yine de bugün herkesin aklında eğlendikleri birgün olarak kalır. Aşağıdaki fotoğraf gibi hep gülmeli onlar.

3 yorum:

İkizBebek dedi ki...

un oyunu süperrrr olmuş.

MELİSANIN HATIRALARI dedi ki...

Esracım Melisa ile ilgili yazdıkların için çok teşekkür ederim .onlar çocuk ve olur böyle şeyler.dikkat konusunda haklısın sen de bende dikkat edeceğiz.iç güdüsel tepkileri var cocukların onları dogru yönlendirerek bu davranışları aşmalarını unutmalarını sağlayacağız.ve evet gün neşeli eğlenceli bitti.

a.y. dedi ki...

Sizin evde gerçekten her şey bebe boyutlarına getirilmiş. Bu çocuklar için ne kadar da eğlencelidir. Allahım bu aktivitelerden sonra evi nasıl toparlıyorsunuz? Özellikle bu unsal faaliyetler canınıza okuyordur. Ama çocuğunuz için hiç bir fedeakarlıktan kaçınmayan birer anne baba olmanız o kadar tatlı ve hoş ki:) Sevgiler.