27 Temmuz 2009 Pazartesi

1 çok geç...

Benim akıllı kızım özgür ruh Ela Naz 1 yaşında emziğe başlamaya karar verdi. Çok minikken verdik püskürttü, 3-4 aylıkken verdik geri itti. 6 aylıkken denedik yine istemedi. 1 yaşını geçeli 15 gün olmuşken nerden buldugunu bile anlamadım almış emziği ağzına. 2 gündür sürekli ağzında. Herkesin emziği bıraktırmaya çalışacağı zamanlarda bizim tersigüzah yeni başladı. A benim güzel kızım 1 çok geç..
Ağzından çıkarıp gülüp geri ağzına alıyor.. :)

Annesinin terlikleri, büyük çatalları derken en son takıntısı babasının t-shirtu. Bizim Ela'ya artık birşey almamıza gerek yok. Ela artık kreasyonlarını bizim kıyafetlerimizden oluşturacak.

Ve hafta sonu biz de Çıtır Simit'i keşfettik sonunda. Arkadaşım İrem'in kızı İdil ve Ela hayvanların peşinde koştu. Tavşanlara marul verdiler. Köpeklere haf haf yaptılar. Sonuçta çok eğlendiler. Ela yine olmadık heryere tırmanmaya devam ediyor. Herkesin topunu kapmaya çalışması ve kendinden büyük çocukları ağlatması da yeni huyları arasında.. Sakin bir gün geçiremeyeceğimize inancım artık tam..Bu kitap resmi yanlışlıkla mı girmiş buraya.. Hayır hayır...
Beni bilenler bilir. Romantiklikin tik kısmından bile nasibimi almamışım. Aşk kitaplarını hayatımın hiçbir döneminde okumadım. Aklım fikrim macera kitaplarında, Bilim-kurgu dizilerinde, hangi selaleye gitsek de kaynak sularına kadar taban tepsek sonra da girsek kaynaga donsakdadır. Geyiği son raddesine getirir bir de durduramam kendimi. Neyse ama son zamanlarda bol bol okudugum alternatif cocuk egitimi kitaplarının da aksine bu sefer Elif Şafak'ın "Aşk" isimli kitabını okudum. Kuzenimin zorlamasıyla oldugunu belirtmeliyim. Ama ben bayıldım bu kitaba. Ask'ı bildigimiz erkek kadın askının dısında da anlatıyor. Mevlana'yı ve Sufi'ligi yazmıs. Birleşik bir kurguyla 2 farklı hikaye anlatıyor. Kitap içinde kitap yazmış. Ben değişmedim bu kitap romantik degil. Bu kitap cok farklı bir hikaye anlatıyor.. Su sıralar yaz, tatilde okumak için de birebir. Herkese deniz kenarında tavsiye ederim..

23 Temmuz 2009 Perşembe

Ev Kazaları.. Fotomodel Ela


10 sene boyunca üyesi olduğum hatta bir dönem başkanlığını yaptığım bir derneğin bu sene bir projesi vardı. Konusu "0-6 yaş arası çocuklar için evde güvenlik" olunca yakın arkadaşım olan başkanları Yonca benden yardım istedi. Hem Ela'nın fotografları ile bunu yapabilir miyiz diye. Hem de tasarımcı oldugum icin brosuru yapmak konusunda. Dokümanları alıp gelmiş. Ortaya üstteki gibi birsey cıktı. Şimdi bu broşürleri oyuncakcılara ve cesitli yerlere dagıtacaklarmıs. Hatta bu proje ile "Yaratıcı Toplum Hizmeti" ödülü kazandılar. Kızıma da hoş bir hatıra oldu.

Fotoğrafları çekerken yapmak isteyip yapamadığı birçok şeyi yapabilme imkanı doğduğu için bizim böcek çok eğlendi. Ama film icabı yapabildi.. Broşürlerin büyük hallerini görebilirsiniz.

Geçen gün bir arkadaşımızın oğlu 3. kattan balkondan düşmüş. Allahtan aşağıda tente varmış ona takılıp aşağı biraz daha hafif düşmüş. Yüzünden kırıklar varmış. Bunu düşününce çocukların güvenliğini sağlamanın ne kadar zor olduğunu düşünürken bunu yazmak aklıma geldi. Belki bu önlemler konusunda bir faydam olur diye.. Daha bugün Ela az daha üstüne merdiven düşürüyordu. Eskiden ortam daha mı güvenliydi yoksa biz daha mı paranoyak olduk.

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Antalya'dan Ela Naz geçti.. ve Ela öpmeyi öğrendi.

10 Temmuz'da yola çıktık. Sevgili GPS'in sözünden gitmeye karar verdiğimiz için kimsenin bilmediği abuk bir yoldan Antalya'ya gittik.. Aslında km olarak en kısa yoldan götürdü bizi ama yollar dar ve dağlık olduğu için bize macera oldu. Akşam olduğunda coca'nın uykusu geldi. Yine ben şoför koltuğunda seyahati tamamladım. Bu GPS'in götürdüğü yere git'e uyduğumuz sürece daha çok abuk yollar, çıkmaz sokaklar bekler bizi.

Coca'nın çok az tatili vardı. 3 gün içinde Ankara'ya döneceğinden Ela ile maksimum vakit geçirmeye çalıştı.. Beraber denize girme çalışması yaptılar. Ela gerçekten suyu çok seviyor. Babasıyla denize çok çabuk alıştı.. Hatta sırt üstü babasının kucağında yatıp ayaklarını çırptığını hatırlıyorum. Bu çocuk annesi gibi çok erken yüzme öğrenicek sanırım. 2 gün çok çabuk geçti. Ve coca Ankara'ya döndü. Allahtan kardeşim E.E geldi de sonraki günler yine eğlenceli geçti.
Ela Antalya'da çok rahat ediyor. Biz de daha rahat ediyoruz. Çünkü daha çık dışarda vakit geçiriyor. Denize giriyor, deniz kenarına oturuyor sular çarptıkça eğleniyor, kumsalda oynuyor, taşları bir küçük havuzunun içine atıyor bir dışarı.. Parka daha çok gidebiliyor. Kısacası yoruluyor, daha güzel uyuyor. Geliceğimiz gün denize girerken elimi itiyordu. Çok cesaretli gerçekten. Bir de kafasını suya sokup çıkardı çok şaşırdım. Kendi de şaşırdı aslında ama çok tatlıydı.
E.E ile uzun zamandır bu kadar birlikte olamıyorduk. Ne kadar güzel geyik yapıp gezebildiğimizi hatırladım. Gündüzleri mümkün olduğunca Ela ile gezmeye onunla ilgilenmeye çalışıyordum. Akşam Ela uyuyunca anneme teslim edip kardeşim E.E ile dışarı çkıyorduk. Sushi, kalamar ve bilumum bayıldığımız şeyleri yemeğe gidiyorduk. Beach Park'da dolaşıyor. Sonra sahildeki kafelerden birinde geç saate kadar oturup serinliyorduk. Bir akşam Fanta Gençlik Festivali'nin konserine gittik. Pinhani, Ceza ve Kenan Doğulu vardı. Hiçbirinin şarkılarını pek bilmem çok dinlemem ama konser olunca hava farklı oluyor. Çok eğlendik diyebilirim Ela doğduğundan beri hatta hamilelik başlangıcından beri böyle birşey yapmamıştım.. İyi geldi. Antalya bize iyi geldi. Keşke coca da olsaydı ama sonuçta yine onun bizi bizim onu özlememizden dolayı geri döndük.

Dönerken yolda Ela'nın ateşi çıktı. Ertesi gün de çok hafif kırmızı döküntüler oluştu. Kızım% 3'e girerek kızamık aşısı yüzünden hafif kızamık döküntüsü ve ateşi çıkardı. 2 gün içinde o da geçti. Şimdi Ankara'da kaldığımı yerden hayatımıza devam ediyoruz.

Ela'nın yeni numaraları var. Bacaklarının arasından arkaya bakıyor. Kelimeleri arttı ve Ela Naz öpmeyi öğrendi. Kafamızı kendine doğru çekiyor, dudaklarını büküyor öyle güzel dudaklarını değdiriyor ki.. Bana ilk sarıldığında böyle mest olmuştum:) Şimdi babası ile sürekli kendimizi öptürmeye çalışıyoruz. Sonunda onu öpmelerimiz karşılığını vermeye başladı yaşasın:)

10 Temmuz 2009 Cuma

Ela Naz 1 yaşında !!!

Bakın 1 senede neler değişmiş!!!


Tatlı bebişim, böceğim, tırmanıcıgillerden pırpırnaz Ela Naz bugun 1 yaşına girdi. Geçen sene ilk gördüğüm anı hatırlarken bana şu an inanılmaz geliyor. 3.900 kg ağlayan bi bebekden 9.300 kg yürüyen, koşan bir canavara dönüştü. Ben de her anına tanıklık ettim. Bir insan yavrusunun bir sene içinde nasıl, ne kadar çok şey öğrendiğine tanıklık etmek muhteşem birşey. Bugun hatta babba, giy, gel, al gibi kelimeler söyleyebiliyor.. O benim canımın bir parçası, tatlım, birtanem. Umarım tüm hayatın boyunca o gülümsemen yüzünden eksik olmaz bebeğim. İyi ki doğdun, iyi ki hayatımıza girdin... Bana inanılmaz duygular hissettiriyorsun.. Mutlu yıllar bebeğim..

7 Temmuz 2009 Salı

Uyku Sorunları 2


4 aydan - 1 yıla uyku sorunları

... bebeğinizin geceleri sık sık uyandığından
... sabahın köründe uyandığından
.... gün içinde gerektiği kadar uyumadığından
... uyumak için size ihtiyaç duyduğundan şikayetçiyseniz.

bebekler 4. aydan itibaren artık belli bir rutine sahip olmalı, ayrıca kendi kendilerine uykuya dalabilme ve uyandıklarında tekrar uykuya dönme becerisine sahip olmaları gerekir. Genelde anne babalar bebeklerin ilk aylarından beri en hızlı çözümün peşine gidip bebekleri kucakda, ayakta sallama, beraber yatma, emzik vererek yatagında sallama, emzirerek uyutma türü yöntemler uygular. Sonunda bebekler buna alışır ve uyumak için hep size ihtiyaç duyar ve uyandığında yine sizi çağırır. Sonra kendi kendilerine uyuma dönemine girmek çok zahmetli olur ve ancak bebek baya büyüdüğünde alıştırılır. Rutin oluşturmak için Tracy Hogg'un yatır/kaldır yöntemi çok etkilidir. Uygulanması zor gibi görünen ve mutlaka sabırlı olunması gereken bir yöntem ama ben çok faydasını gördüm.. Kızım kendi kendine uyuma becerisine sahip ender bebeklerden biri oldu. Ama benim gibi sonuna kadar gidebilicekseniz uygulayın yoksa hicbirseye yaramaz.

Yatır Kaldır Yöntemi:
Bu yöntem 4 aylıktan sonra kendi kendine uyku uyuma becerilerini edinememiş bebeklerde, hiçbir zaman rutini olmamış çocuklarda uygulanabilir. Asla ağlamaya bırakma yöntemi değildir.
Kısa gündüz uykularını uzatmak için, sabahları olması gerekenden çok erken kalkıyorsa uygulanabilir. Bu yöntem çok sabırlı olunması gerektiren, çok çalışma gerektiren bir yöntemdir. Mutlaka tek başına değil bir yardımcıyla yapılması iyi olur. (Eşiniz, anneniz, bakıcı) Sizden başka bebeğe bakan varsa ya o da bu yöntemi uyguluycak ya da sadece siz uyutucaksınız.
Şöyle işler: Bebek ağladığında yanına gider, hafifçe sırtına vurarak sakinleştirmeye çalışırsınız. Büyük bebeklerde sadece dokunarak yapılabilir. Ağlamaya devam ederse onu kaldırırsınız. Ağlamayı kestiği anda tekrar yatağına koyarsınız, bir saniye bile gecikmemeniz gerekir. Bunu yaparken ona yatması gerektiğini öğretmeye , rlahatlatmaya çalışıyorsunuz. Uyku kısmını kendi yapacak. Eğer ayağa kalkarsa hemen tekrar yatırırsınız. Her ağladığında veya ayağa kalktığında aynı şeyi yapmaya devam edersiniz. Unutmayın bebeğiniz şimdiye kadar böyle uyumaya alışmadı. Şu an size hani böyle yatmıyorduk diyor. Bu yönteme alışmak zorundadır. Yatakta yatabildiği sürelerde elinizi sırtına koyarsınız. Omzunuzdan ayrıldığında yatağına daha yatmadan ağlamaya başlasa bile, onu yine de önce tam olarak yatağına yatırmanız gereklidir.

Onu yatırdığınızda ağlarsa tekrar kaldırır, tekrar sakinleştirip yatırırsınız. Ortalama bir yatır/kaldır 20 dk sürer. Çok zor durumlarda 1 saat sürdüğü de olmuştur. Ama sonunda yaklaşık 3 ila 5 günde kimse pesetmezse bebeğiniz kendi kendine uyku yeteneğini kazanır.
Daha büyük bebeklerde ona yanında olduğunuzu, sadece uyuyacağını anlatabilirsiniz. Ancak derin uykuya daldığında odasını terkedebilirsiniz.

(Aklıma gelen birşeyi eklemek istiyorum. Biz Ela 3 aylıkken sabahları daha iyi uyusun diye odasına çok kalın ve koyu mavi renkli perdeler taktık. Çünkü Ela'nın gün ağarınca uyandığını farkettik.. Geceleri bu perdeyi çekiyoruz. Ve hala Ela sabah eskisinden daha çok uyuyor. Çünkü odası loş olduğu için daha iyi uyuyor. Bu da bir yöntem olabilir).

--------------------
-- 4 aylık bir bebek artık 4 saatlik bir rutine geçmelidir. Yani 4 saatte bir yatırılmalıdır. ve 2 tane 2 saatlik gündüz uykusu bir tane de 45 dklık akşamüstü uykusu hedeflenmelidir. Uykulardan sonra yemek ve aktivite zamanları gelir.
-- Daha önce anlattığım diğer uyku gerçekleri 4 ay- 1 yıl arası da geçerlidir.
-- 8 aylıkdan itibaren artık bebeğinizin gece beslenmesini kesmelisiniz. Çünkü bebek beslenmek için uyanacaktır. Fakat gece uyku zamanıdır. Ve gece içilen sütün hazmı da zor olmaktadır. Gece uyanan bebeğinizi beslenmeye alışık olsa bile süt vermeden uyutmalısınız. Bebek gece beslenmezse sabaha kadar uyuma ihtimali artacaktır.
-- 8 aylıkdan sonra yatır/ kaldır uygulanırken odasına gittiğinizde ayağa kalkmasını bekleyin. Ve onu anında yatağına tekrar yatırın. Çok mecbur kalmazsanız kucağınıza almayın. 10 aylıkdan itibaren mümkünse sadece yatır kısmını yapın. Sırtını okşayın onunla konuşun. Kalkarsa tekrar yatırın.

Yatır / kaldır aşağıdaki nedenler olduğunda işe yaramaz.
a. Bebek 3 aylıkdan küçükse.
b. Anne baba nedenini anlamaz bunun için de yanlış yaparlar. Y/K yöntemi sakinleştirmek içindir. Ve bunca zaman farklı uyuyacağını öğrenen bebeğinize kendi kendine uyumasını öğretmek içindir.
c. Anne baba bebeğin tüm gününe bakmalıdır. Gündüz uykusundan, gece uykusuna, uyku saatlerine ve süresine, beslenmesine. Tüm olarak ele alınmalıdır.
d. Ebeveynler kendilerini suçlu hissedip yöntemi yarım bırakırlar. Halbuki siz bebeğinize birşey öğretmeye çalışıyorsunuz.
e. Ortam uykuya hazır hale getirilmemiştir.
f. Evde bebeği uyutan herkes aynı yöntemi uygulamazsa ve işbölümü yapılmazsa.
g. Yöntemin hemen sonuç vereceği gibi gerçekçi olmayan beklentilere girilip, yöntem bırakılırsa

Bu yöntemi uygularken bebeğiniz için üzülmeyin. Siz ona bağımsızca uyuyan bir çocuk kabiliyeti kazandırmaya çalışıyorsunuz. Bu onun için bir hediyedir.

6 Temmuz 2009 Pazartesi

Uyku Sorunları

Son zamanlarda bana birşey oldu. Hamilelikle birlikte tıkanan dimağım sonunda tekrar açıldı. Eski enerjime, hızıma döndüğümü hissediyorum. Herşeyden önemlisi tekrar herşeye yetişebilmeye başladım. Gözümün üstündeki perde kalktı sanki.

Ela çok güzel uyuyan bir bebek. Doğum yaptıktan sonra ilk hafta ona geceyle gündüzün farkını öğretmeye çalıştık. Hergün aynı saatte yatırdık. Düzenini oturmak için ilk hafta çok debelendik. İlk haftadan sonra ben bir daha uykusuz kalmadım. Ela en minikken bile gece uyanmadan emer uyurdu. Düzeni bozulmasın diye çok uğraştım. Ve çok faydasını gördüm. Şimdi sizlere bebeklerin uyku problemleri ve çözümleri ile ilgili yöntemler yazacağım. Çünkü çok soruyla karşılaşıyorum. Bebeğimin uyku düzeni bir mit oldu..

İlk olarak belirttiğim gibi bebeğiniz çok minikken önce gece ile gündüz arasındaki farkı öğretmeniz gerekiyor. Bunun birkaç yöntemi var. Öncelikle hergün aynı saatte mutlaka yatırıcaksınız. Ve gece emme periyodu ile gündüz emme periyodu farklı olacak.. İlk 4 haftadan sonra bebeği gündüz 2 saatte bir emzirirken gece 3 saatte bir emzirebilirsiniz. Ve aralarda uyanırsa kesinlikle meme vermiyorsunuz, geri uyutuyorsunuz. Gece uyandığında asla onunla iletişime geçmiyorsunuz. İhtiyacını karşılayıp tekrar yatağına yatırıyorsunuz. Ben hatta kaka yapmadıysa altını acmıyordum.. Aklıma gelen yöntemleri gerçekleri sizlere sıralıycam. Bir sorunuz olursa yardım da ederim..


ilk 1 sene uyku problemleri
Gercekler - Yöntemler
1. 4-6 ay arasındaki bebekler akşamüstü 30-40 dk arası bir uykuya ihtiyaç duyar. Bu bilinenin aksine gece uykusuna kötü etki etmez. Bebeğiniz gün içinde ihtiyacı olan uykuyu alırsa, gece de o kadar iyi uyur.

2. 7 - 8 aya kadar akşam yattıktan sonra bir de mide doldurma metodu uygulayarak 11 gibi bir daha emzirip veya mama verebilirsiniz. Bu bebeginizin midesini doldurarak gece daha iyi uyumasını sağlar. Ama 6 aylıkdan sonra asla gece beslemeyin. Artık gece beslenmeye ihtiyacı yok sabaha kadar uyumasını istiyorsanız. Gece süt için uyanırsa tekrar uyutarak gece süt içilmeyeceğini gecenin uyku için olduğunu ona anlatmalısınız. Yaz sıcaklarına gece su verebilirsiniz. Ama rutine alıstırırken bir sure vermeseniz iyi olur.

3. Bebeğinizin gündüz besinlerini yeteri kadar aldığından emin olmalısınız. Gündüz yeterince beslenmeyen bebekler gece mutlaka uyanırlar. Siz de beslerseniz bu bir döngüye döner. Bebek bu sefer gündüz yemesi gereken miktardan gece yediği için azaltacak ve ikisi birbirini tetikleyecektir. Tutarlı olmalısınız. Gündüz beslenilir, gece uyunur. Özellikle 6 aylıkdan sonra böyle olmalıdır. Gece 11 öğününü de 8 aylıkdan sonra kaldırmalısınız. Bebek akşam 8de yatıp sabaha kadar uyuyabilmelidir. Bu arada en uyumlu bebeklerin bile yeni bir düzene alışması 3 gün sürecektir. Sabırlı olmalısınız.
Not: Zaman zaman olan ve mutlaka farkedeceğiniz büyüme sıçramaları sırasında bu kurala uyulmaz. Çünkü o sırada bebeğiniz daha fazla gıdaya ihtiyac duyar. Siz bu 2-3 gunluk surede ne zaman isterse onu beslemelisiniz.

4. Gündüz uykuları çok önemli olmakla birlikte her uykunun 2 saati geçmemesine dikkat etmeniz gerekir. Çünkü bu da gece uykularından çalabilir. ilk 6 ayda bebeginiz 11 saatlik bir gece uykusuna 2 tane de 2 saatlik gündüz uykusuna ihtiyac duyar.. 9 aylıkken gündüz uykuları 1.5ar saate düşer. 18 aylıktan itibaren 2 yasına kadar artık gündüzleri bir tane 2 saatlik uyku uyuması gereklidir. Fakat yine gece 11 saatlik bir uyku uyuması gereklidir. 3 yasında bir kere 1.5 saat gündüz uykusu yeterli olmaktadır.

5. İlk 3 ay uyku problemleri temelde 6 nedene dayanır.
a. rutinsizlik = Bebegin günü bir rutine sokulmalıdır. Yemek, aktivite, uyku döngüsünde olmalıdır. Hergün aynı saatlerde mutlaka bebek yatırılmalıdır.
1 aylıkken gündüz her 3 saatte bir 1.5 saat uyku. Akşam 20.00de yatıs 12 saat uyku.
4 aylıkken 1.5-2 saatlik 3 gündüz uykusu, aksamustu 45 dk kestirme. Ancak 2 saat uyanık ayakta durmaya dayanabilir bu aylarda bebek. Aksam 20.00 de yatıs 11 saatlik gece uykusu
b. Uyku rutini . Bebeğinizi uykuya hazırlamanız gerek. Uyku saatine yakın bir banyo, masaj olabilir. Sarkı soylenebilir. Aktivite mutlaka yavaslatılmalı. Özellikle aksam uykusundan once hep aynı rituelle uyku saatinin yaklastıgı bebege anlatılmalı.
c. Alıskanlık uyanmaları - Bebek hergun aynı saatte uyanmaktadır. Buna alısmısdır. Bebegin hergun uyandıgı saatten 15 dk once uyandırıp emzirilebilir. Hala gece emzirilebilecek kadar kucuktur bebek. Alışkanlık böyle kırılabilir.
d. Açlık- Gündüz yeteri kadar besin aldığından emin olmanız gerekir. Bu aylardaki bebekler memede uyuyakalarak yeteri kadar besin alamayabiliyorlar. Bu da cabuk uyanmalarına ve rutinlerinin de bozulmasına neden oluyor. Özellikle gece farklı saatlerde uyanıyorsa bu hemen her zaman aclıga isaret eder. Çoğunlukla uyku sorunu zannedilen sorunlar aslında düzgün ve yeteri beslenememekten kaynaklanan sorunlardır.
e. Aşırı uyarılma - Bebekler bazen gürültü, ışık, kalabalık veya aşırı uyanık kalmakdan kaynaklanan aşırı uyarılma yüzünden uykuya dalamazlar. Anne babalar bazen bebeğin uyku işaretlerini de okuyamazlar. Gözlerini oğuşturuyorsa, aşırı hareketlendiyse uykusu var demek olabilir. Çoğu anne baba da daha geç uyanacağı düşüncesiyle bebeklerini uyanık tutmaya calısmaktadır. Oysa bebek gündüz ne kadar dinlenirse o kadar güzel uyku uyur. Uyku saatlerine yakın bebeği sakinleştirmek gerekir ki rahat uykuya dalsın.
f. Huzursuzluk - Tabii ki bunların yanında bebeğin bir rahatsızlıgı huzursuzlugu da olabilir. Bunu da düşünmelisiniz. Bunun için bebeğinizi iyi okumalısınız. Nedenler şöyle olabilir: kabızlık, gaz, sıcağa bağlı rahatsızlık (Anne babalar çouğu zaman bebek üşüyecek kaygısına girerler, fakat sıcak da bebekler için çok rahatsız edici bir durumdur. Ayrıca sıcakta su kaybına da dikkat edilmesi gerektiği için çok giydirilmemesi önemlidir.), reflü

Üç aylıkdan küçük bebeklere yatır/kaldır yöntemi uygulanmamalıdır. Bu yazıları yazarken Tracy Hogg'un kitabından öğrendiklerimden ve kendi deneyimlerimden de yararlandım.. Yazının devamını daha büyük bebekler için yazacağım..

Ela'nın arkadaşları














Cumartesi günü uzun uğraşlardan sonra Ankara anneleri olarak buluşabildik. Öncelikle çok kalabalık olduğumuz için ve enerjik veletlerle uğraşmak zorunda olduğumuz için tabii ki fazla sohbet edemedik.. Ama kısa kısa biraz geyik, bir sohbet birbirimizle tanışmış olduk..






Ama tabiki daha onemlisi bebekler için çok ilginç bir gündü. Genel olarak önce birbirlerini baya bi süzdüler. Sonra hep beraber parka daldılar. Özgür ruhlar kendi kendine takıldı. Bazıları daha çok birarada kaldı. Ama hepsi çok tatlıydı..



Ela'ya gelince önce Mert'le birbirlerini çok sevdiler. Mert 9.5 aylık Ela'nın 9 aylık haline çok benziyor diyebilirim.. Ayakta duruyor pek tatlı. Ela'ya hafif sarıldı. Beraber taşlarda oynadılar. Biraz büyüyünce güzel arkadaş olucaklar umarım.. Ela daha sonra; off şekermi şeker Mira'nın kuzusuna saldırdı. Sonunda üstüne su döküp bir de yere attı. Ben Mira'nın yerinde olsam çok sinir olurdum. Bazı davranışları yapmamayı öğrenmesi için zaman gerekiyor sanırım. Geçen hafta Eymir'de dipdibe yemek yediğimiz Tan ve annesi Evren tesadüfen gelmişlerdi. Ankara gerçekten çok küçük. Ela daha sonra da tatlı Zeynep'in dibinden ayrılmadı. Zeynep de cok şeker bir çocuk. Ela pipetini aldı, hatta suluguna sulandı. Önünde taklalar attı. Hiç mızmız yapmadı.

Sonuç olarak mekan olarak yanlış bir seçim yapmamıza rağmen bebekler tabii ki istedikleri şeyleri yaptılar yine.. Koştular, parkta oynadılar.. Ela biraz daha büyüdü, bunu hissedebiliyorum. Çünkü kendinden ayca büyük bebeklerle parkta koşarak oynayabiliyor. Ben de onu arkadaşlarıyla görmekten çok zevk alıyorum. Bu toplantı küçük oyun grupları kurabilmemize yaradı. Bir de birbirimizi tanımamıza tabi..

O gün tatlişkom o kadar yorulmuş ki banyoda gözleri kapanıyordu nerdeyse. Sütünü içerken uyudu. Ben de akşam cocanın da yokluğundan istifade şimdilerde elimden bırakamadığım kitabımı okudum..

5 Temmuz 2009 Pazar

Home Sweet Home



Son 1 yıldır cocamla ıncık cıncık sürekli ev arıyorduk.. Onun içi güzel değil, bu alt kat su üst kat derken. Begendigimize paramız yetmez begenmediklerimiz uygunken ve ben artık vazgecme noktasına gelmişken. Sonunda ikimizin de sevdiği beğendiği içine girer girmez hoşumuza giden bir ev bulduk. Geçen hafta inanılmaz koşuşturmalı geçti ve sonunda evimizi aldık. Daha taşınmamıza var çünkü içinin dolapları falan yapılıcak. Ama hiç önemli değil. İnşallah sağlıkla cocam ve kızımla içinde oturmamız nasip olur.. Evimiz Başkent Üni.'ye yakın, site içinde ve çok sükürki Ela'yı rahatlıkla dışarı salabileceğim şekilde kapalı güvenlikli ve kendi çocuk parkı var. Sabırsızlıkla taşınmayı bekliyorum. Ama daha 4 ay daha pek mümkün gözükmüyor. Sağlık olsun.

Bu arada coca cuma günü yine İrlanda'ya gitti. Bu adamın aniden yarın gidiyorumları beni bitirecek. Neyse biz de Ela ile cumartesi günü sosyalleştik. Bu çılgın gün de başka bir yazıyla..