6 Haziran 2011 Pazartesi

Konuş, Konuş, Konuş


Konuş konuş, konuş, konuş, konuş, konuş.

Bu 3 yaşına yaklaşan kızımı özetliyor. Bu çocuk konuşabiliyor. Konuşmak hakkında bile konuşuyor. Kendi sesini duymak için konuşuyor. Hiçbir şey hakkında konuşuyor. Ben çok konuştuğumu düşünürdüm; bu çocukdan sonra hiç konuşmuyormuşum.

Belki bu normal bir 3 yaş davranışıdır bilmiyorum. Belki biraz geveze bir 3 yaş çocuğu bilemiyorum. Fakat bildiğim birşey var ki sürekli durmayan geveze beni akıl sağlığımın sınırlarına itiyor ve yemin ederim ara vermezse, muhtemelen atlayacağım.

"
Neden?"

"
Anne, o ne?"

"
Anne. Anne. Anne. Anne."

"
Holly Dolly'i seyretmek istiyorum."

"Bir dondurma istiyorum
."

"Dışarı çıkmak istiyorum
."

"Kendim yapacağım
."

"Çişim var
."

Bunların hepsi mi? 5 saniye içinde söyledikleri.

Ve bana komik gelen şu ki, biz, anne babalar her zaman ilk çocuğumuzu daha ilk ba ba, ga ga dedikleri günden itibaren konuşmaya itiyoruz. ''Anne'''yi, ''baba'''yı duymak istiyoruz çünkü ilk kelimeleri çok tatlı. Anneanne, babaanne, dedeler, arkadaşlar, yabancılar duysun istiyoruz.

Sonra konuşmayı itmeye devam ediyoruz. Biliyorum, gelişimleri için iyi. Fakat gerçekten konuşmaya başladıklarında da sussunlar istiyoruz. Bazen. Kafamız kaldırmıyor. Kendimin olana kadar küçük çocukların ne kadar konuştuğunu hiç ama hiç farketmemişim.

Şu sıralar bizimle konuşması yetmedi. Ela'da hayali arkadaş dönemi başladı. Sizinkilerde de oluyormu bilmiyorum ama Ela şu ara arkadaşlarını hep yanında gezdiriyor. Bir elinde İdil öbür elinde Duru onlarla geziyor. Onlarla sürekli konuşuyor. Evet bu arkadaşları gerçek arkadaşları ama onların hayali ile geziyor. Aslında çok tatlı buluyorum bu durumu ama bu Ela'nın hiç durmadan konuşmasını sağlıyor. Taşlara surat çiziyoruz, onlarla da konuşuyor. Böyle bir ihtiyaç içinde sanırım.

Bu konuşma ile birlikte bana çok süper gelen birşey daha var. Tüm annelerin edindiği alışkanlık - ''görmezden gelme'' alışkanlığı. Bir arkadaşımın kızı ona ''Anne, anne, anne, anne'' derdi ve o hiç duymazdı bile. Şimdi nasıl yaptığını anlıyorum. Bazen ben de yapıyorum. Bazen beynimin iç bir ses kapatma düğmesi oluyor gibi oluyor ve hiç birşey duymuyorum.

Biliyorum bunu size neden anlattığımı merak ediyorsunuz. Neden sızlanıyorum? Çünkü bugün farkettim ki. 8 ay içinde Ece hanım da az uz konuşmaya başlayacak. Bu manyaklıktan iki tane olacak evde.
Evde iki tane konuşan çocuğum olacak.
Bu şu an Ela'nın konuştuğunun iki katı konuşmak demek. Nasıl hayatta kalacağım ben? Bu deliliği nasıl durduracağım? Daha önce bunu yaşadıysanız veya şu anda bu aşamadan geçiyorsanız benim için gülüyor olabilirsiniz. Eğer neden bahsettiğimi bilmiyorsanız da bana gülüyor olabilirsiniz. Fakat inanın bu gülünecek birşey değil.

3 yorum:

Rüzgar Kumsal Anne dedi ki...

Hay allah.. Bizim 22 aylık daha yeni yeni anne diyebiliyor olduğu için efkarlanıyordum. Bu post bana iyi bir ders oldu. Gerçi benimki erkek, birazcık yırtar mıyım dersiniz??

Eko Anne dedi ki...

Hiç sanmıyorum, bu modeller bir konuşunca tam konuşuyor..

escet dedi ki...

3 yas icin normal sanirim. Salih de uykusunun icinde bile 'anne' diyor bazen. Bizde de su sahne gunde 40 kez tekrarlaniyor:
-anne
-efendim
-anne
-efendim
-anne
-efendim
-anne
!!!
Ben de artik efendim, soyle, dinliyorum vs. demiyorum. O anne dedikce ben de 'salih'. Boylece birbirimizi tekrarliyoruz!