Orda 3 yaşındaki kızımdan bekleyebileceğim bir dağınıklık ve pislik içinde oturakaldım. Orda en azından o pislikte yalnız olduğuma şükrettim. Ayağa kalktım, ellerimi çırptım düşen kutular yüzünden acıyan elimi salladım ve dağılan şeyleri toplamak için eğildim ki 3 görevlinin koşarak geldiğini gördüm. Özür dilemeye ve hiçbirşeyin kırılmadığını anlatıyorken, onlar durumumu anlamaya çalıştılar.
''Bayan, iyi misiniz? Başınızı vurdunuz mu? Yaralandınız mı? Biryeriniz acıyor mu?'' zaten zonklayan kafamda ilk duyduğum laflardı. Bizim ülkede ne zamandır insanlar bu kadar kibar. Şaşırdım açıkcası.
Yüzüm bir insanda olabilecek en utanç kırmızısına dönerek, ''Çok çok üzgünüm gerçekten. En üstteki rafa ulaşabilirim sandım. Ne yazık ki boyum yetmesi ve o kadar atletik olmadığım için de yeteri kadar zıplayamadım'' diye cevap verdim.
Marketteki çocuk işte o zaman bana aleni olarak güldü. ''Çok salak gördüm ama sizinki kadarını görmedim'' dedi içinden. Bana yardım edip, yolladır. Bu arada giderken uğruna rafları döktüğüm kutuyu da bırakmayıp aldım. Emziren anne beynim devam ediyor, bu anlaşılmış oldu.
1 yorum:
Gecmis olsun esracim. Bense teşirde ki ürünü çekerek digerlerini devirdim. Salaklik ödülünü kimseye kaptırmam:)))
Yorum Gönder