Ela'nın Uydusu ECE

29 Nisan 2011 Cuma

Akıllara Ziyan

Ne biçim insanım ben bilmiyorum. Eğer bana yolda birşey olsa cep telefonumdan en yakınlarımı aramaya kalksalar kimi ararlar bilmiyorum. Bugün bi baktım bir yakınım da gerçek adı ile veya takma adı ile (kocam, annem, babam gibi) kayıtlı değil. Kocam Ridak olarak, babam Müco olarak (askerlik arkadaşım), annem Lömer olarak, kardeşim Engurt olarak hatta bir kuzenim de homo olarak kayıtlı. Bunlardan birini feda edip lakabı ile değiştiricem yoksa acil bir durumda nasıl yakınlarıma ulaşırlar bilmiyorum. Hatta geçen gün birinin ablasının telefonunu istedim o da ablam olarak göndermiş salak. Telefon rehberimde benim akrabam olmayan ablam isimli birisi var, artık onu ararlar. O da birini bulmaya çalışır gecenin bu saatinde uğraşamıycam sanırım.
---------------
Yemek programlarındaki insanlar neden tüm malzemeyi sahipleniyorlar acaba. ''Önceee zeytinyağımızı ekliyoruz, sonra soğanlarımızlaa karıştırıyoruzz.'' Bu samimiyet nerden gelmekte o allahın soğanı nerden senin soğanın oluyor.
----------------------
Küçük köfte hergün ablasının kafasına oturuyormuş gibi yapmasından artık bıktı ve emeklemeyi falan bıraktı. Direk ayağa kalkma çalışmalarına başladı. Bu evde hayatta kalmasının tek yolu biran önce ayağa kalkıp kendi yolunu çizmesi.
-----------------------
Büyük köftenin son iki gün fıştırttıkları. Bu çocuk ya babasının suyundan ya da benim çorbamdan içmiş. Daha bu yaşda espri falan yapan geyik bir çocuk oldu.
Ela: Anne, tuvalete çıkıp otururken az daha düşüyordum.
Ben: Kızım o poponu biraz büyütürsen düşmezsin.
Ela: Seninki gibi mi anne?

Ela: Anne, babam senin kocan mı?
Ben: Evet kızım.
Ela: O zaman neden senin baban da benim kocam değil?
-------------------------------
Rüyamda Barrack Obama evimize gelmiş, Ela'yı oğluna istiyordu. Rüya yorumlarından baktım. Barrack Obama eğer evinize gelirse bu kısmet demekmiş. Eğer Barrack Obama kızınızı oğluna ister ve siz ''verdim gitti'' derseniz kısmetin kel alaka beklenmedik biryerden geleceği eğer ''al sana kız defol git'' der ve Amarikan başkanını evden kovarsanız bu kısmetin tepileceği demekmiş. Eğer siz reddedikten sonra kızınız ayağa kalkıp ''nayır nolamaz'' diye oğlanı kolundan ısırırsa bu kısmetin bir düşman tarafından engelleneceği ama buna bir tek sizin son vereceğiniz demekmiş. Michelle Obama'yı da görürseniz bu bir kabustur ve uyanıcaksınız demektir. Barrack Obama'yı sizi isterken görürseniz, ..çınız açıkta kalmış ve üşümüşsünüzdür. Uyanıp bir zahmet üstünüzü örtün.
-----------------------
Bizim beyin klostrohobisi var. Bayılıyor kapalı yerlerde kalmaya. Ama yakında şu gerçeği iyice görecekki 3 adet dişi insanla yaşıyacak. Nah evde oturabilir.
Gönderen Eko Anne zaman: Cuma, Nisan 29, 2011 2 yorum:
Etiketler: Ben, Diyaloglar, geyik, zırva

28 Nisan 2011 Perşembe

Botox Yaptırmak İstiyorum.

Tabii ki yüzüme değil. Ucube gibi olmak istemiyorum. Ama şu botox teknolojisi bir de tekstil sektörüne el atsa kardeşim. Ütü ne kadar banal bir uygulama ve çok zaman alıyor. Kıyafetlere botox yaptırsak hiç kırışmasa. Şu an koltuğun üstünde tepeleme ütü var. Yardımcı gitti ve 10 gün yok. Botox teknolojisi çok para kazanmak istiyorsa hemen bu işe el atsın diyorum.
Gönderen Eko Anne zaman: Perşembe, Nisan 28, 2011 1 yorum:
Etiketler: zırva

27 Nisan 2011 Çarşamba

Ela'nın Kurabiyesi

Ela sonunda kendine geldi. Veeee 10 gün beslenmemesinin acısını çıkarmaya başladı. Bu çocuk aç. O arayı kapatacak. Ela'yı hiç böyle görmedim. Yemek yiyor, 1 saat sonra tekrar acıktım diyor. Ve kandırmak için değil, tekrar yiyor. Ben de sağlıklı yesin diye uğraşıyorum.

Kurabiye diye tutturunca, kendi gıdanı kendin yap dedim. Böylece Ela hanım cevizleri kırarak, içinden çıkararak, balını kendi ekleyerek, muzunu kendi ekleyerek, şekersiz unsuz bir kurabiye yaptı. Kurabiyelere hepimiz bayıldık da, Ela kurabiyelerle birlikte içine koyduğumuz mısır gevreklerinden de bolca yedi. Bakalım bu yemek furyası ne zaman biticek. Herhalde herpes yüzünden kaybettiği 1 kg'ı alana kadar durmayacak.


Gönderen Eko Anne zaman: Çarşamba, Nisan 27, 2011 6 yorum:
Etiketler: 2.5 yaş, Aktivite, Ela

26 Nisan 2011 Salı

Eğlencelik

Bu diyalogları biriktirmişim son birkaç aya ait. Unutmuşum. İyi eğlenceler.

Ela: Anne, sinekler nereye kaka yapıyor? Biz görüyor muyuz?
Ben: Bilmiyorum kızım.
Ela: Ya kafama yaparlarsa
-----------------------
Ela: Baba şu mağazaya bak . (Karanlık ve ıssız bir yolda boşlukta bir ışığı gösteriyor)
Baba: Ne mağazası kızım nerde.
Ela: Bak baba şurda işte. Mağazaya bak.
Baba: Yok kızım orda mağaza falan.
Ela : Baba baksana mağazaya.
Baba: Kızım ne işi var orda mağazanın
Ela: Dimi
-------------------
Çıplak bir şekilde dışarı koşarken
Ben: Kızım dışarı çıplak koşamazsın.
Ela: Ama anne koşmayacağım ki.
------------------
Ela: Senin adın Esra değil, Senin adın Anne.
--------------------------
Ela: Bu en güzel doğum günümdü anne.
Ben: Kızım bugün doğum günün değil ki. Bugün 23 nisan
Ela: Anne bugün en güzel 23 Nisandı.
-------------------------
Ela: Anne çişim geliyor. Aşağı indiğini hissedebiliyorum.
--------------------
Ela: Anne bugün çok kar yağacağını biliyordum çünkü ben kar dansı yapmıştım.
---------------------------------------
Ela: Anne ben senin arabandan daha hızlı koşuyorum.
---------------------------------------
Ela: Anne; Babamla sen beni yaptıysanız, dişlerimi nasıl taktınız? Ece'nin dişlerini niye takmadınız?
-----------------
Ela: Ben bu peyniri yemem anne.
Ben: Neden kızım?
Ela: Bu peynir erkek peyniri anne. Ben kız peyniri istiyorum.
---------------------------------------
Ela: Anne çamaşır makinesinin çişi gelmiş. Sallanıyor baksana.
-----------------------------------------
Ela: Anne tatlı yemeyi bırak da bir tane elma ye.
--------------------------
Bir amca: Ne güzel ismin var senin. Büyüyünce ne olacaksın? (2.5 yaşında bir çocuk için ne salak bir soru diye düşünürken)
Ela: Onsekiz
--------------------------------
Sütümü sağdıktan sonra sağdığım süte dokununca
Ela: Anne sen sütünü nasıl ısıtıyorsun karnında ateş mi var?
------------------------
Ela: şşşşşş anne, karnımdaki bebek uyuyor.
------------------------
Ela: Hey anne, az konuş daha çok araba sür. Bir de yavaş sür kafam dönüyor.
----------------------------------
Ela: Anne sen küçükken dinazorlar var mıydı?
Ben: Yoktu kızım.
Ela: O zaman kesin Müco dedem küçükken varlardı.
Gönderen Eko Anne zaman: Salı, Nisan 26, 2011 4 yorum:
Etiketler: 2.5 yaş, Diyaloglar, Ela

25 Nisan 2011 Pazartesi

Tekrar ısınıyoruz.

Blogspot'un kapatılması tüm blogcuları soğuttu bu işten. İşleyen demir ışıldar misali hiç birimizin eli gitmedi yazmaya. Oysa ben çok seviyorum yazı yazmayı. Bu konuda kariyer bile yapabilirim. Neyse şimdi yavaşdan ısınıyoruz hepimiz. Herkes sapır sapır dökülmeye başladı. Aklıma sonra yargılayanlar geldi neden bilmem. Sonra anladım ki;

Hepimiz yargılıyoruz.

Ve eğer yargılamadığını söylüyorsan, arkadaşım yalan söylüyorsun. İlk izlenimler, peşin hüküm verilmiş kavramlar ve basmakalıp sözler üzerine “Yargılamak” varoluşumuzun başından beri duyularımıza zorla itilen ve hergün yorgun beyinlerimiz tarafından açıkça ve verimli bir şekilde yorumlanması gereken bilginin taşmasını kolaylaktirmak için geliştirdiğimiz yeteneklerdendir. Bilimdir.

Yani kabul edin canlarım. Yargılıyorsunuz. Hatta belki hoşunuza gidiyor.

Ve ben şimdi burda size bunun normal olduğunu söylüyorum. Tamam hatta ilk ben başlayacağım.

Evet, ben yargılıyorum utanmadan yargılıyorum. İşte burda ne zaman yargıladığım:

Eğer sen…

Noktalardan daha çok gülen adamlar ve ünlemler kullanıyorsan.

Hayvanlardan nefret ediyorsan. (Yüksek alerji yüzünden olan nefret hariç.)

Fikrini veya inancını dile getirmek yerine insanlara empoze etmeye çalışıyorsan. (Büyüük fark var.)

Yalancıysan.

Ultrason fotoğrafını Facebook profilin yaparsan.

Kendini ''Sosyal medya guru'su'' sanıyorsan.

Arkadaşlarının yüzüne gülüp arkasından konuşuyorsan. (Emin ol arkadaşların bunu biliyordur ve senin gibi biriyle uğraşmamak için sana birşey söylemiyordur.)

Katkıda bulunacağın hiçbirşeyin yokken bile boşa konuşuyorsan. Hatta genelde boşa konuşuyorsan. Beni ilgilendirmeyen şeyler anlatıyorsan. Sesin hiç de tatlı olmuyor.

Her cümleye ''Kocam (erkek arkadaşım) derki diye başlıyorsan. (Ben seninle takılıyorum, onunla değil. O benim hiç umrumda değil.)

Herşeyi kendi üstüne alınıyorsan.

Herşeyi çok ciddiye alıyorsan.

Ekonomik durumu iyi olmayan insanları küçümsüyorsan.

Herşeyi bildiğini sanıyorsan.

25'in üstündeysen ve hala düzenli olarak sarhoş oluyorsan. Yetişkinsin. Kendine gel.

Tamam şimdi, hadi korkmayın.

Ne sizi özürsüz yargılayıcı yapıyor?

Gönderen Eko Anne zaman: Pazartesi, Nisan 25, 2011 5 yorum:
Etiketler: ciddi konu

24 Nisan 2011 Pazar

Emekliyor


Kork Esra, çok kork.

Bıçakları kitle. Deterjanları sakla. Difenbahyaları kaldırın.

Bebek var ya evde. Emekliyor.

Hem de gece uykusundan uyanıp yatağının içinde, altını değiştirmeye çalışırken, her şekilde emekliyor. Artık herşeye erişebilir. Odasında bıraktın, mutfakta bulabilirsin ve hiçbirşey bilmiyor. Allahım bir bebeğin en kabus dolu günleri başladı.

Yüksek yerlerdeki kafasına düşebilecek şeyleri uzaklaştır, kapının girişini sürekli temiz tut, yerdeki küçük şeylere karşı alarmda ol.

Bebek var ya evde bebek. Emekliyor.

Kork Esra.

Haa bir de 3. dişini çıkarıyor çok hassas.:)

Gönderen Eko Anne zaman: Pazar, Nisan 24, 2011 4 yorum:
Etiketler: 8.ay, Ece, gelişim, MileStones, tarihe notlar

22 Nisan 2011 Cuma

Bir Ela + Yarım Ece Kilo vermem lazım

Biliyor musunuz? 4 haftadır çikolata yemiyorum. Çünkü yemiyorum işte. Çikolata yok, kurabiye yok, kek yok, tatlı yok. Biliyorum uçan bir domuz falan görmedim ama işte öyle. Yine hala bir Ela kadar kilo vermem gerek. Bundan bıkmadım mı. Hem de nasıl. Ama artık canım çikolata falan istemiyor. Kek de. Unuttum tadını. Kaç kilo mu verdim? Şimdilik 3.5 kg. Az mı? Daha başındayız. Biraz kayısı, biraz yoğurt, biraz salata, biraz çorba. Biraz pilav yedim bugün, bu diyet işinde dünyanın sonu falan gelmiyor. Ama özellikle çocuklar hastayken ve koşturuyorken zor oluyor. Yarın toparlıyacağım tekrar. Bugün güzel haberler de aldık. Cocanın babasının sonuçları iyi çıktı. Biz iyi düşündük. İyi çıktı. Çok mutluyuz. Ela da daha iyi. Birden dünya yine daha güzel bir yer oldu. Sağlık lazım. Gerisi boş.

Bugün koşu bandına çıktım. Koşu bandına çıktığım günler daha çok veriyorum. Ertesi sabah tartıya yansıyor resmen. Ama koşu ayakkabılarım biraz sıktı, koşumu çoraplarımla bitirmek zorunda kaldım. Bir ayakkabı daha arayacak vaktim yoktu. Zaten bir aralık bulmuşum. 3 dk bile harcayamam. Çoraplarla koştum. Çoraplarla koşmayı denemelisiniz. Müthiş çileli bir iş. Baldırlarınız çekiyor ve acıyor ve kötü sözler söylüyorsunuz ve sabah kalktığınızda akşam birkaç votka yuvarlamış ve gidip bir kaktüse oturmuş gibi yürüyorsunuz. Arka kaslarınızın tutulmasıyla, ve emzirmeyle boyun tutulmanızın bir araya gelmesi ile abuk bir uyku uyuyorsunuz. Bu konuşmanıza da yansıyor. Odaklanarak konuşamıyorum artık. Zaten coca artık çocuk ağlamasına uyanmadığı için gece çocukların birinden öbürüne koşuyorsunuz. Benim bir tatile ihtiyacım var. Bir gün, sadece bir gün, tek başıma geçirmek ve hiçbirşey düşünmemek istiyorum. Tüm sorumluluklarımdan uzaklaşmak. Neyse bence vücut zaten artık kilo vermeye niyetli. Umuyorum. Ben tekrar birşey yapmazsam. Gelecek hafta son 3 senedir gördüğüm en düşük kiloları görmeye başlıycam. Tabii daha bir Ela, yarım Ece kilo vermem lazım. Burdan duyuruyorum önce yarım Ece'den başlıyorum.
Gönderen Eko Anne zaman: Cuma, Nisan 22, 2011 4 yorum:
Etiketler: Ben, fit anne, sağlık

20 Nisan 2011 Çarşamba

Maynak Ece

Ece emekleme ve ayağa kalkma çalışmayla kafayı bozdu. Yerinden alıp oturtunca, yatırınca falan resmen kızıyor bize söyleniyor. Ama dün gece abarttı.

Çok güzel uykularımız vardı ama bu emekleme çalışmaları yüzünden gece kalkıp emekleme pozisyonuna geçtiği oluyor. Dün gece sabaha doğru ağlaması ile yanına gittim. Zaten sabaha doğru birkere emzirdiğimden yine emzirmeye çalıştım ama hem emmedi hem de ağlamaya devaö etti. Allah dedim noluyo? Ateşine falan baktım. Yok. Kucağıma alınca ayaklarını yere bastırdı ve sustu. Meğerse kızımızın o saatte ayağa kalkacağı gelmiş. Ona ağlıyormuş. Tekrar yatırmaya çalıştım yine ağladı. Yine kaldırdım ayakları yere basınca sustu bir de ''he he'' diye gülmeye başladı. ''Hadi ordan eşşek sıpası'' dedim ve yatırdım. İkna edip emzirdim ve uyudu. Bunun sıralaması var, yürümesi var. Bu zamanları unutmuşum. Yandığımızın resmidir.
---------------------------------------------------------

Ela'yı bugün tekrar doktora götürdük. Evet ağzındaki yaralar geçmeye başladı. Ama tam geçmedi. Fakat Ela'nın durumu hiç de süper değil. Boğazındaki enfeksiyon kocaman duruyor ve onu zorluyor. Kulağının durumu da çok iyi değil. Herpes de tam geçmedi. Bunların hepsi ile uğraşırken bir de elinde kocaman bir enfeksiyon oluştu. O enfeksiyonu da akşamüstü bir operasyon ile akıttık ve yine hem çok canı yandı, hem de ağladı. Resmen çekecek çilesi varmış kızımın. Bu kadar bağışıklık sistemi neden zayıfladı bilemiyorum ama artık umarım bir an önce iyiye doğru gideriz. Ve umarım bu hastalığı Ece'yi de bu işe bulaştırmadan ve pazartesi günü gidecek olan bakıcımız gitmeden geçiririz.
Gönderen Eko Anne zaman: Çarşamba, Nisan 20, 2011 3 yorum:
Etiketler: 8.ay, Ece, Ela, sağlık, tarihe notlar

18 Nisan 2011 Pazartesi

Ela'nın Herpes Deneyimi

Bugün herpes virüsümüzle savaşımızın 6. günü. 6 gündür Ela sadece sıvı ile besleniyor diyebilirim. Bunun 3 günü su bile içmedi. Sadece meme emdi.

Herpes'le karşılaşanlar için önce genel bilgi verelim. Herpangina (Herpes) virüsü, Stomatit Aftöz olarak da geçiyor ve çocuklar ilk karşılaştığında çok ciddi hastalık yapıyor. Tedavisi yok, adı üstünde virüs. Vücut kendisi yeniyor ve bağışıklık kazanıyor. Bir daha bu şekilde hastalanmayacak yani. Büyük bir insanın ağzında aft veya dudağında uçuk şeklinde olan virüs küçük çocuklarda böyle ağır bir hastalık yapıyor. Su çiçeği ve 6. hastalık diye de bilinen hastalıkları da bu virüs yapıyormuş. Başka bir çeşidi. Uçuklu birinin öpmesi, kaşığının, bardağının kullanılması ile bulaşabiliyor. Toplam 10 günde geçiyormuş ve bunun ilk 4 günü yüksek ateşle, birlikte ağızda yaralar çıkıyor ve ağır seyrediyor. Küçük çocuklarda serum gerekliliği olabiliyormuş. Biz Ela anne sütü aldığı için biraz şanslıydık.

Ela ilk 3 gün çok ciddi ateşlendi. Ateş düşürücü ile bile inatçı bir ateşi oldu. İkinci gün ağzındaki yaralar başladı ve Ela ağzını kapattı. Kapatmamak mümkünmü, dudaklarının içi, dilinin üstü, ağzının içi ile abartısız onlarca yarası var. Bir de üstüne dişetleri şişti, kızardı. Ağzına tam 3 gün katı hiçbirşey almadı. Biraz su içti ve 3 gün boyunca sadece anne sütü ile beslendi. Bu da bu yaşdaki çocuk için biraz şanstı diyebilirim. Geceleri sürekli acıdan ağlayarak uyandı. 4. gün çok güvendiğimiz bir doktorun önerisi üzerine yemek yedirmeden önce ''DENTİNOX'' isimli jelden dişetlerine sürmeye başladık ve günde 3 kere birşeyler yedirip, su içirmeyi başardık. Bu jel uyuşturucu etkisi gösterip, o bölgede anestezik etki yapıyormuş, böylece acısı azalan çocuk birşeyler yiyebiliyor. Çocuğunuz bu hastalığa yakalanırsa kullanın derim, hastalığı geçirmiyor ama konforu çok artırıyor. Özellikle su içirebilmek elzem.

Bugün 6. günümüz. Ateşimizi 4. gün kontrol altına aldık. Henüz yaralar geçmedi ama jel ile günde 3 kere birşeyler yiyebilmeye başladı. 4 gün daha yolumuz var. Ela zayıfladı, gözleri çöktü, çok yıprandı. Umuyoruz Ece'ye geçmemiştir. Teyakkuzdayız. 2-12 gün kuluçka süresi olan bu hastalık için ağzında uçuk olduğunu söyleyen büyüklere çok dikkat edin. Sonuçta bunu da atlattık sayılır diyebilirim. Daha beterleri bizden uzak olsun. Deneyimlerimizi yazalım ki bundan sonra olanlar okuyup benim dönüp dönüp Burcu'nun yazısını okuduğum gibi sabır bulsunlar. Geçti sayılır ama çok zor geçti.
Gönderen Eko Anne zaman: Pazartesi, Nisan 18, 2011 5 yorum:
Etiketler: 2.5 yaş, Ela, emzirme, sağlık, tarihe notlar

16 Nisan 2011 Cumartesi

EcE (Er Ryan) 7 aylık



Arkadaşım, bugün 7 aylık oldun. Bu geçtiğimiz ay çok hızlı geçti. Seni daha dün 6 ay kontrolüne doktora götürdüm gibi geliyor ve şimdi 8. ayına giriyoruz.

Bu ay büyük adımlar attın.

Günde 2 öğün katı gıdalardan yemeye başladın.

Şimdiden farklı yiyeceklere dalmaya başladın bile. Elma ve havucu sevdin. Sebze çorbasını geri çevirmiyorsun ama yoğurt. Çok rahatsız etti seni. Bütün gece uyuyamadın. Kestik biz de.

Mırıldanma konusunda bu ay patladın.

Ağzın sürekli olarak harekette, çoğu zaman ''ma'' ''ba'' veya ''buva'' kombinasyonlarını yapıyorsun. Seninle normal bir konuşma senin tarafından yapılan bir monoloğa dönüşüyor ve şuna benziyor “Mamamamaaaaa mmmmmmmbaaaa babababBABA maaaaamamama.” Hele ''Babba babba'' dediğimizde babana bakman babanı mest ediyor. Hem ''Anne'' hem de ''Babba'' diyorsun. Eriyoruz, bunları duyunca. Ama bu ay fişek gibi hızla gelişim basamaklarında çıktın diyebilirim.

Henüz evimizde emekleme yok. Ama bu konuya da çok ilgilisin. Bacaklarını altına toplayıp kedi pozisyonunda kalkıyorsun ve öne arkaya sallanarak emekleme çalışmaları yapıyorsun. Bu ay bu konuda ilerleyeceğini düşünüyorum. Enerjini bize tutunarak kalkmaya harcıyorsun ve zıplayıp durarak çok eğleniyorsun.

Oturma konusunda da daha iyi gidiyorsun. İleri doğru uzanıp bir oyuncağı ya da ne bulursan yakalayabiliyorsun ve kendine çekiyorsun. Sallanırsan ellerini yere koyup kendini dengeleyebiliyorsun. Ama geri kaykılırsan düşüp kafanı vuracağın konseptini henüz anlamış değilsin. Seni yastıklarla çevriliyoruz, fakat sonra dönerken yastıkların birinin bir köşesine sıkışıp kalıyorsun.

Her ay kişiliğin kendisini daha çok gösteriyor. Çok çok meraklı bir bebeksin. Kedilere gözünü dikip bakıyor, gözünle takip edip neler yaptıklarına bakıyorsun. Masada yakınına ne konursa gözünü dikip eline geçirmek için çırpınıyorsun. Diğer çocukları izlemeyi seviyorsun, önünde sürekli bir tane var. Elime ne alsam istiyorsun, telefon, su bardağı, kalem, aklına ne gelirse. Hemen uzanıp yakalıyorsun ve tabii ki hooop ağzına gidiyor.

Şu sıralar en tatlı olayın sarılmaya başlaman. Uzanıp sarılıp kendine doğru çekiyorsun ki, işte o zaman tamamen eriyorum. Böyle tatlı ve sürekli gülen biri olmaya devam et.

Sevgiler,

Annen


Gönderen Eko Anne zaman: Cumartesi, Nisan 16, 2011 1 yorum:
Etiketler: 7.ay, Ece, gelişim, tarihe notlar

14 Nisan 2011 Perşembe

33 ay - 3 yaşa 3 ay


İlk eniğimiz olan Ela hatun dünya üzerindeki en hızlı 33 ayını tamamladı. Ve bu süre içinde kendine tırmanacak yeni yerler, yeni yaramazlıklar yarattı. Kendi yaşıtları içinde en yükseğe tırmanma dalında madalya kazanan Ela hanım, şimdilerde ise bacaklara ve düz duvara tırmanmaya başladı. Ben artık hamileliğimde beni bir örümböcekin ısırdığına nerdeyse eminim.

30 ayı geçtiğinden beri nerdeyse sihirli bir değnek dokundu ve gerçekten sakinleşmeye, makulleşmeye başladı. 33 aylık Ela artık kendi kendine;
- Katı gıdaları yiyebiliyor.
- Bunu söylememe gerek yok ama istediği yere çıkıyor ve iniyor. (Ne kadar yüksek olursa olsun)
- Üstünü çıkartabiliyor.
- Üstünü giyinebiliyor. (Ancak yardım isterse yardım ediyoruz)
- Araba koltuğuna kendisi çıkıp oturuyor, araba durunca kendisi kemerini açıp aşağı kendisi giyiyor.
- Ayakkabılarını biraz yardımla kendisi giyiyor.
- Düğmelerini ilikliyebiliyor.
- Tuvaleti geldiğinde klozetine kendisi oturuyor. Çişini yapıyor. Lazımlığını tuvalete döküyor. Yükselticiye çıkıp ellerini kendisi yıkayabiliyor.
- Dişlerini fırçalayabiliyor. Su alıp tükürebiliyor.
- Laptopun mouse'u ile istediği şeye gidip tıklayabiliyor.
- Ipod kullanabiliyor. Bir iki oyun oynayabiliyor.
- Daha yeni anlamlı çizgiler çizebilmeye başladı. 4*5 lik yapbozları yapabiliyor.

Aklıma gelip tarihe not atacaklarım bunlar. Ela 3 gündür sürekli ateşleniyor. Son 8 aydır Ela ateşlenmiyordu bile. Bu sefer çok sağlam bir virüsle karşı karşıya. Çok yoruldu, çok yıprandı. Burcu da yazmıştı bu virüsü. Herpes simpleks. 6. hastalığı da bu virüs yapıyormuş. Biz de serumluk olmadık. Çünkü Ela'nın bir avantajı var. Böyle durumlarda anne sütü alabiliyor. Bugün bütün gün sadece anne sütü ile beslendi. Ve gerçekten susuzluğuna etki etti. Ela biraz daha iyi oldu diyebilirim. Ama Ela üstüne bir de kulak enfeksiyonu eklediği için malesef antibiyotik de almaya başladı. Anlıyacağınız durumumuz zor. Şimdi Ece'ye de geçmiş olmasından çok korkuyorum. Umarım ona geçmeden atlatırız. Ah şu çocukları öpmeseler, ne var ki.
Gönderen Eko Anne zaman: Perşembe, Nisan 14, 2011 5 yorum:
Etiketler: 2.5 yaş, Ela, gelişim, tarihe notlar

Scooter'a Binerken Görülmüşüm

Dün akşam Decathlon'da çocuğunu bir kenarda bırakıp scooter'a binen 2 tane kazık kadar insan gördüyseniz işte o danalar cocayla bendik. Bir akşam çocuklar gibi şendik. Öyle özlemişim ki çocuklar gibi olmayı. En yakın zamanda zayıflayıp, bisiklet projemi hayata geçiricem. İşte ondan sonra beni Eymir'de çocuklarla bisiklete binerken görüntüleyebilirler. Oh be. Yaşasın 30'undan sonra çocuk olmak.
Gönderen Eko Anne zaman: Perşembe, Nisan 14, 2011 2 yorum:

13 Nisan 2011 Çarşamba

Ece'nin Diş Bulguru

Aslında çok keyifsiz günler geçiriyoruz. Artarda vefat haberleri, ailedeki ciddi bir sağlık sorunu, önce Ece'nin sonra Ela'nın ateşlenip hastalanması bizi biraz yordu. Ama geçen hafta henüz keyfimiz yerindeyken aile arasında Ece'nin diş bulgurunu yaptık. Kendisi tepsiden yeni icat mouse'u seçti, sonra da elinden bile bırakmadı.

Biz hızla geçen ve bizi yoran son zaman yoğunluğundan anlamadan Ece sürekli büyüyor ve gün geçtikçe daha tatlı oluyor. Tarihe bir not, bugünden bizden
Gönderen Eko Anne zaman: Çarşamba, Nisan 13, 2011 1 yorum:
Etiketler: 7.ay, Ece, gelişim, tarihe notlar

12 Nisan 2011 Salı

Çalışan Anne mi, Evdeki Anne mi?


Bir araştırma yapılmış ve çalışan annelerin çocuklarının daha fazla hasta olduğu görülmüş. Nerdeyse hemen, evdeki anneler araştırmayı tam 500 sayfalık bir projeye dönüştürüp çalışan annelerle çarpıştıkları bir silah yapmışlar. Sonra çalışan anneler missileme yaparak sekreterlerini gönderip evdeki annelerin burun deliklerini zımba ile kapattırmış. Bu medyanın yarattığı bir anne-savaşı bana göre.


Devamı için Alternatif Anne'deki yazıma tık tık.

Gönderen Eko Anne zaman: Salı, Nisan 12, 2011 Hiç yorum yok:

10 Nisan 2011 Pazar

Küçük Çocuklar Aşağılıklara Karşı

Bazı belirgin davranışlar eğer yetişkinler tarafından yapılırsa onlara aşağılık denir. Ama bu aynı davranışlar küçük boylu bazı insan evlatları tarafından yapılırsa, insanların çoğu omuzlarını silker ve ''küçük çocuk'' (toddler) işte der.

Aşağıdaki örnekleri okuyun, herhangi bir şeye göre sıralanmadılar. Aklıma nasıl geldiyse. Şimdi de bu davranışların yetişkin birisi tarafından yapıldığını bir düşünün. Ne derdiniz. Şimdi de gözünüzün önüne küçük bir çocuğu, zorlanıyorsanız Ela'yı bunları yaparken getirin. Ben hiç zorlanmadım.

1. Cumartesi sabahı birisi odanıza bağırarak girer, ve yatağınızın üstünde tüm uzuvlarınıza basarak zıplar ve kalkıp onunla birşey yapmanızı ister.

2. Birisi gece yarısı uyanıp, akciğerlerinin olanca gücüyle anırarak bağırır. Siz korkuyla sıçrayıp oraya gidip, ne olduğunu sorduğunuzda ise, sadece susadığını ve hemen su istediğini söyler.

3. Birisi banyoya gider ve kakası bittiğinde size bağırıp, gelip poposunu silmenizi söyler.

4. Birini bir yere doğru yön göstermek için elinden tutarsınız ve aniden tüm kas kontrolünü kaybedip çuval gibi yere yığılır. Hadi bakalım şimdi o insanı gitmek istediğiniz yöne sürüklemeniz gerekiyor.

5. Birisi araç gereçleri kullanabildiği halde kaşık ve çatalları yere atıp elleri ile yiyeceğe dalar. Buna makarna veya süt gibi yiyecekler de dahil.

6. Bu aynı insan yiyeceklerini masaya, sandalyeye sürecek; birazını yere atacak ve birazını da kendi saçına veya ulaşabildiği çevredeki herhangi birine sürecek.

7. Ortam ne kadar sessizse bu insan o kadar daha gürültücü olur.

8. Restoran gibi umumi biryerdesiniz. Ordan ayrılma zamanı geliyor ve bu insan destansı bir kriz çıkarıyor. Bağırıyor, çığlık atıyor, ağlıyor. Kalmayı talep ediyor ve dinlemeyi, susmayı reddediyor ve yine bükülmeye başlıyor. Omurgasız gibi. Kollarınızın arasından kayıyor.

9. Birisi özel eşyalarını alıyor ve evinizin her tarafına saçıyor. Eşyalarını toplamasını isterseniz sizi umursamıyor, bir laf uyduruyor veya ağlamaya başlıyor. Sonunda siz onun kişisel eşyalarını topluyorsunuz.

10. Birisi yabancılara sizin hakkınızda yalanlar, sırlar veya kişisel bilgiler anlatıyor. Mesela kapı çaldığında gelen postacıya ''gelemeyeceğinizi çünkü çiş yaptığınızı'' söyleyebilir.

Eminim bunları bir yetişkin yapsa siz de aşağılığın teki olduğunu söylerdiniz. Ama bir küçük çocuk yapınca ''2 yaş sendromu'' veya ''korkunç 3'' oluyor. Sizce de öyle değil mi? Kimseyi dışarda bıraktım mı?
Gönderen Eko Anne zaman: Pazar, Nisan 10, 2011 1 yorum:
Etiketler: 2.5 yaş

7 Nisan 2011 Perşembe

japon foroşimahatiası

Şu an Japonya'da olmak nasıl birşeydir anlamak çok güç; güç savaşlarının ortasında, bilinen her türlü doğa veya insan gücü her türlü varlığınızı yeryüzünden silmek için uğraşıyor. Tatminsiz bir sürü düşünceye sahibim ve kilometrelerce uzaktayım. O zavallı insanlar ne yapıyorlar? Bahse girerim orda güvenli ve konforlu oturmuyorlar, benim şu an yaptığım gibi bir kahveden yudum yudum içmiyorlar. Sanki bir sınavdan geçiyorlar. Dayanıklılık sınavı. Hem fiziksel, hem psikolojik. Radyasyon hastalığı, lavlar veya evlerinin tepelerine geçmelerinin en az ihtimal olduğu yerlerde olmaya çalışıyorlar. Tabii hala evleri varsa. Son derece fazla yüzümü asmama neden oluyor.

Nihat Doğan'ın bence bu işte parmağı var. Ondan ne kadar delilik fışkırırsa bence Japonya o kadar sert darbe yiyor. Eğer yeterince yakından bakarsak, eminim oralarda bir korelasyon görebiliriz. Neyse, umarım bir gün hayatlarında normallik depolayıp başdan başlayabilecekleri seçenekleri tekrar olur.
Gönderen Eko Anne zaman: Perşembe, Nisan 07, 2011 Hiç yorum yok:
Etiketler: ciddi konu, zırva

6 Nisan 2011 Çarşamba

Yaş 34

Bugün itibari ile dana kadar bir kadın olduğumun resmi belgelerini size sunmak isterdim ama uğraşamıycam. Doğum yılı tarama seçeneklerinde doğduğum yılı bulmak için artık baya gerilere gitmem gerekiyor. Bu bende birşey yaratıyor mu, hayır. 34 yaşına gelmiş olmak bende çok şey değiştirdi mi. Hem evet, hem hayır.

10 sene önce agresif, saldırgan bir tiptim.
10 sene önce evlilik, çocuk gibi şeyler bana çok uzaktı.
10 sene önce de evlenirsem 2 çocuğum olsun diye düşünürdüm.
10 sene önce de aynı adamla sevgiliydim.
10 sene önce biryerde tasarımcılık yapıyordum.
10 sene önce haftanın 3 gecesi dışarı çıkıyordum.
10 sene önce kimseyi takmaz, kırdıklarımın farkına bile varmazdım.
10 sene önce de kendi paramı kendim kazanıyordum.
10 sene önce, 10 sene sonra sırtımda sırt çantası sürekli gezeceğim diyordum.
10 sene önce cıvık, neşeli ve çok geyik bir çocuktum.

Şimdi sakin, hoşgörülü, şeker gibi bir insan oldum.
Şimdi 3 yaşın altında 2 adet çocuğum var.
Şimdi 10 sene önceki sevgilimle evliyim.
Şimdi freelance tasarımcılık yapıyorum.
Şimdi gece dışarı çıkmıyorum. Arkadaşlarımla hoşsohbet beraberliklerden daha çok hoşlanıyorum.
Şimdi insanları kırmıyorum, sevdiklerime çok iyi davranıyorum. Kimseye sesimi yükseltmiyorum.
Şimdi de sırt çantamla gezmek istiyorum:)
Şimdi de ciddi birisi değilim. Neşeli bir yetişkinim.

Bizim özel günleri şölen gibi kutlama durumlarımız olmaz. Anneler günü, sevgililer günü gibi özel günlere karşı olan fikrimi herkes zaten biliyordur. Doğum günümü de artık pek kutlamıyorum, ailemle birlikte olsam yetiyor. Ama bizim evdeki özel günlerle ilgili konuşmalarımızın bir diyaloğunu yazıyorum, bunlar herşeyi açıklıyor zaten. Daha sonra bu konuda ayrıntılı bir yazı yazarım. Şimdilik

Dün akşam telefonda.
Ben: Canım, annem ve Engin doğum günüm için yemek yiyelim diyorlar.
Coca: Doğum günün mü? Ne çabuk geldi?
Ben: Nasıl yani? Tamam hatırlamıyorsun da bari ne çabuk geldi deme:)
Coca: Çabuk olmuş. Hiç beklemiyordum.

Yine dün akşam.
Coca: Artık sana getirdiğim hediyeyi doğum günü hediyesinden sayarsın değil mi?
Ben: Ben onu doğum hediyesine saymıştım ama zaten doğum günü hediyesi beklemiyorum.

6 ay önce
Coca: Canım, dün evlilik yıldönümümüzmüş, biliyormuydun.
Ben: Ha biliyorum bana da annem söyledi:)
Gönderen Eko Anne zaman: Çarşamba, Nisan 06, 2011 4 yorum:
Etiketler: Ben, Diyaloglar

4 Nisan 2011 Pazartesi

Bombastik bir gece


Sakin geçen bir Pazar gününün sonunda eşimin anneannesinin vefat haberini alınca coca apar topar yola çıktı. Biz de iki çocuk ve bakıcıyla evde yalnız bir gece geçirdik. Akşam 8 civarı Eka Ece'yi yatırdı, ben de Ela'yı. 8.30'da çocuklar uyumuş ben de sakin bir akşam geçirmenin umuduyla bilgisayarımın başına geçmiştim.

Yaklaşık 2 saat geçirdim ki Ece ağlamaya başladı. Zaten o civarlarda bir kez emzirdiğim için yanına gitim. Ece'yi emzirdim ve tekrar yatırdım. Yarım saat sonra Ela ağladı. Ela akşamları kesinlikle ya benim ya babasının ilgisini kabul ediyor. Eka'yı kesinlikle kabul etmiyor. Ece'ye de normalde geceleri ben baktığımdan ancak benim sesimle uyuyor. Anlıyacağınız bütün gece nasıl olucak diye bir endişe sardı beni. Neyse Ela'nın yanına gittim, bir baktım ağlıyor. Lazımlığının iç kısmını yıkayan Eka tekrar yerine takmayı unutmuş yani ortası boş bir lazımlık çocuğun odasında durunca, Ela'da uyku sersemi kalkıp lazımlığa oturunca ortası boş lazımlıkdan yere yani halının üstüne ve ayaklarına çişini yapmış. Eka ortalığı temizlerken ben uykusu hafif açılan kızımı banyoya sokup bacaklarını yıkadım. Sonra yatağına tekrar yatırıp uyuyana kadar bekledim. Tekrar salona kurulduğumda saat 23.00 olmuştu. Tam olarak 40 dakika kendi kendime vakit geçirdikten sonra Ece tekrar ağladı. Bütün gün emekleme denemeleri yapıp çok heyecanlı olduğu için akşamki uykusunun böyle kötü olacağını tahmin ediyordum. Yanına gittim, yatağından kalkmaya çalışıyordu. Sesimle sakinleşmeyince kucağıma aldım ve yatağa yattım. Zaten çok yorulduğum için uğraşacak enerji bulamadım ve tekrar emzirmeye başladım. Ece emerken beraber uyumuşuz. Saat 3.00 civarı uyandım, emzirirken uyuyakaldığım için üşümüşüm, tam şekil değiştirip uyuyacakken, Ela ağlamaya başladı. Ece'nin ağlamamasını umarak Ela'nın odasına gittim. Ela yatakda oturuyordu. Ki Ela böyle birşey yapmaz, yani gece kalkıp oturmaz. Ancak sabaha doğru uyanır. ''Çok korktum anne'' dedi. Herhalde kötü bir rüya gördü. Onu sakinleştirip yatağına yatırdım. Elimi üstüne koydum ve orda uyuklamaya başladım. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum, Ece ağladı. ''Aman allahım''. Ece'nin yanına gittim, yanına yatıp pşşş pşş diye biraz seslendim. Sakinleşip uyudu. Tekrar orda uyumaya başladım. Birazdan bir daha uyandı. Bu sefer dönüp emekleme pozisyonuna geçti. Onu tekrar döndürüp, uyku tulumuna soktum. Bu arada biraz debelendi ve ses çıkardı. Onu tekrar pşş'layarak uyuttum ve tekrar uykuya daldım. Hiç tereddütsüz zırt diye uyuyorum. Saat 6 gibi Ece tekrar ağladı. Bu sefer zaten uyanma saati olduğundan Ece'yi tekrar emzirmeye başladım. Ece emdikten sonra biraz daha konuşmaya devam etti ama ben arkamı dönüp uyudum. Uyandığımda Ela bana sesleniyordu ama Ece uyumuştu. Kalkıp içeri gidecekken Eka'nın Ela'yı yakaladığını ve yatırdığını gördüm. Tamam artık yatağıma dönebilirim diye döndüm ve tekrar uykuya daldım. Saat 7.45 gibi Ela'nın ''Anneee'' diye seslenmesiyle artık 1000. kere bölünen uykumdan vazgeçip artık kalktım.

Çok acaip dinamikler üzerine kurulu uykumuz. Gece Ela sadece babası, ben veya anneannesinin yardımını kabul ediyor. Ece hala emdiği için zaten benim üzerime kayıtlı. İşte bir akşam baba veya anneanne de olmadan geçirince dinamikler bozuldu ve olan bana oldu. Zaman tam da küçük bebenin emekleme heyecanına denk gelince işte böyle bir desen çıktı. 2 çocuk bana hayırlı olsun.
Gönderen Eko Anne zaman: Pazartesi, Nisan 04, 2011 6 yorum:
Etiketler: coca, Ece, Ela

1 Nisan 2011 Cuma

Cıvık Annenin cıvık çocukları









İki gün boyunca Ece ateşlendi. Elim üstünde yattım. Bütün gece uyumadım. Dün 1.5 saat hastanede idrar tahlili için çiş yapmasını bekledik. Hastane odasında azdı da azdı. Bir türlü çişini yapmadı. 4 kere emzirdim, enjektörle ağzına su tıkıp durduk gene de yapmadı. Eve gelince bütün çişi bırakmış. Bu çocukları 6 ayı geçince anlamak zorlaşmaya başlıyor. Ela'yı anneannesine gönderdim. O hasta olmadı. Üstelik kendi babaannemin 40'ına gidemedim. Bugün Ela eve döndü, dışarda yağmur içerde hastalık olunca dışarı çıkamadık biz de sonunda cıvıttık. Eskiden de ciddi bir insan değildim, pek değişmemişim. Bir de insanlar çocuklarla nasıl sıkılmadığımı soruyor. İşte size bir örnek. Sürekli bu tip saçmalıkları buluyoruz. Çocukları oyalamanın bir yolunu daha buldum. Sonuç 45 dakika boyunca başarılı oldum. 45 dakika baya iyi bir süre. Sonunda çocuklar mızıttı. Ama sonuçları paylaşmadan durmayalım. İşte sonuçlar. Yorum sizin.







Gönderen Eko Anne zaman: Cuma, Nisan 01, 2011 2 yorum:
Etiketler: eğlence, kardeşlik, zırva
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa
Kaydol: Kayıtlar (Atom)

Yenidoğan Fotoğraf Çekimleri

Yenidoğan Fotoğraf Çekimleri
Eğer en büyük 3 aylık bebeğiniz var ve harika fotoğrafları olsun isterseniz, bana erdoesra@gmail.com adresinden ulaşınız.

Doğum Fotoğraflarım

Doğum Fotoğraflarım
Doğum, Hamile, Yenidoğan Çekimleri ile ilgilenenler erdoesra@gmail.com adresinden bana ulaşabilirler.

Ekotolye Tasarım

Ekotolye Tasarım

İletişim

İletişim

Blogger Anneler

Pinterest'de Beni İzle

Pinterest'de Beni İzle

Ela Naz

Lilypie - Personal pictureLilypie Fourth Birthday tickers

ECE

Lilypie - Personal pictureLilypie Second Birthday tickers

Eko Anne

Eko Anne

Beni İzleyenler (Aferin Size)

Alternatif Anne

Alternatif Anne

Hakkımda

Fotoğrafım
Eko Anne
Ankara, Türkiye
Herkes gibi biriyim ben de, 4 kişilik tatlı bir aileye sahibim. Tek sahip olduğum şey de budur.
Profilimin tamamını görüntüle

En Sevilen Yazılarım

  • Kreatif 3 Yaş Dönemi
  • Annelik Nedir
  • Ela ile Süt Gerçekleri
  • 2 Yaş Çocuğuna Göre Dünya
  • 1.5 Ela kilo vermem lazım
  • 15 aylık ElaZabeth ve 5 yıllık coca
  • Coca'ya Açık Mektup
  • Aristokrat Ela
  • Ela Toroslarda

Blog Arşivi

  • ►  2020 (1)
    • ►  Nisan (1)
  • ►  2019 (1)
    • ►  Kasım (1)
  • ►  2017 (2)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Mart (1)
  • ►  2016 (2)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Ağustos (1)
  • ►  2014 (1)
    • ►  Kasım (1)
  • ►  2013 (6)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Temmuz (1)
    • ►  Haziran (2)
    • ►  Mart (1)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2012 (61)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (3)
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Ağustos (5)
    • ►  Temmuz (4)
    • ►  Haziran (5)
    • ►  Mayıs (9)
    • ►  Nisan (6)
    • ►  Mart (9)
    • ►  Şubat (6)
    • ►  Ocak (12)
  • ▼  2011 (180)
    • ►  Aralık (18)
    • ►  Kasım (11)
    • ►  Ekim (13)
    • ►  Eylül (12)
    • ►  Ağustos (12)
    • ►  Temmuz (15)
    • ►  Haziran (17)
    • ►  Mayıs (18)
    • ▼  Nisan (19)
      • Akıllara Ziyan
      • Botox Yaptırmak İstiyorum.
      • Ela'nın Kurabiyesi
      • Eğlencelik
      • Tekrar ısınıyoruz.
      • Emekliyor
      • Bir Ela + Yarım Ece Kilo vermem lazım
      • Maynak Ece
      • Ela'nın Herpes Deneyimi
      • EcE (Er Ryan) 7 aylık
      • 33 ay - 3 yaşa 3 ay
      • Scooter'a Binerken Görülmüşüm
      • Ece'nin Diş Bulguru
      • Çalışan Anne mi, Evdeki Anne mi?
      • Küçük Çocuklar Aşağılıklara Karşı
      • japon foroşimahatiası
      • Yaş 34
      • Bombastik bir gece
      • Cıvık Annenin cıvık çocukları
    • ►  Mart (14)
    • ►  Şubat (17)
    • ►  Ocak (14)
  • ►  2010 (182)
    • ►  Aralık (11)
    • ►  Kasım (12)
    • ►  Ekim (14)
    • ►  Eylül (16)
    • ►  Ağustos (15)
    • ►  Temmuz (16)
    • ►  Haziran (16)
    • ►  Mayıs (16)
    • ►  Nisan (16)
    • ►  Mart (16)
    • ►  Şubat (16)
    • ►  Ocak (18)
  • ►  2009 (75)
    • ►  Aralık (16)
    • ►  Kasım (16)
    • ►  Ekim (13)
    • ►  Eylül (8)
    • ►  Ağustos (8)
    • ►  Temmuz (8)
    • ►  Haziran (1)
    • ►  Mayıs (2)
    • ►  Nisan (2)
    • ►  Mart (1)

Etiketler

  • 1 yaş (5)
  • 1.ay (1)
  • 10.ay (4)
  • 11.ay (9)
  • 13. ay (5)
  • 14.ay (5)
  • 15.ay (7)
  • 16.ay (9)
  • 17.ay (11)
  • 18.ay (14)
  • 19.ay (12)
  • 2 yaş (8)
  • 2. ay (1)
  • 2.5 yaş (23)
  • 20.ay (7)
  • 21.ay (7)
  • 22.ay (1)
  • 23.ay (3)
  • 27.ay (1)
  • 3 yaş (25)
  • 3.5 yaş (6)
  • 3.ay (4)
  • 4 yas (2)
  • 4.ay (3)
  • 5. yaş (1)
  • 5.ay (4)
  • 6 yas (1)
  • 6.ay (5)
  • 7.ay (4)
  • 8.ay (5)
  • 8yas (1)
  • 9.ay (7)
  • aile (22)
  • Aktivite (42)
  • Alternatif Anne (8)
  • anne sütü (1)
  • Annelik (23)
  • baba (6)
  • bebek (28)
  • Bebekle Ben Giderim (5)
  • Bebekle Gidilecek Mekan (4)
  • bebeklere fısıldayan kadın (9)
  • Ben (70)
  • BPA (2)
  • büyümek (1)
  • ciddi konu (15)
  • coca (17)
  • Çevre (1)
  • Diyaloglar (34)
  • doğa (13)
  • düşün (1)
  • Ece (82)
  • eğlence (51)
  • Eko Anne (17)
  • eko çocuk kulübü (9)
  • ekotolye (5)
  • Ela (118)
  • Ela'nın arkadaşları (12)
  • emzirme (12)
  • esradan (1)
  • Ev (6)
  • fırça (1)
  • fit anne (4)
  • fotoğraf (3)
  • gebelik (20)
  • gebeş esra (38)
  • gebeş günlükleri (19)
  • gelişim (63)
  • geyik (17)
  • Gezi (23)
  • güçlü kadınlar (1)
  • Güncel (1)
  • ikoncan (6)
  • kardeşlik (19)
  • kızlarımayazılar (2)
  • Kitap (3)
  • kreş (1)
  • MileStones (6)
  • mizah (4)
  • montessori (11)
  • moskova (1)
  • Muhalefet (1)
  • organik (4)
  • oyun grubu (19)
  • oyuncak (2)
  • oyunlar (8)
  • özel günler (2)
  • Prag (3)
  • sağlık (22)
  • senaryo (2)
  • Seyahat (17)
  • spor (2)
  • ssvd (2)
  • tarihe notlar (15)
  • Tatil (32)
  • Uyku (5)
  • yazılar (1)
  • yenidoğan çekimi (1)
  • zırva (30)

Merak Ettiklerim

  • Pi-nik kuş
    Hayat değişir.
    6 ay önce
  • Simple Mom
    Tabletki na Powiększanie Penisa - Nowy Ranking 2023
    2 yıl önce
  • Blogcu Anne
    Meğer Ben Kovidmişim
    2 yıl önce
  • cafe noHut
    QUILT BIG BLOG TOUR
    6 yıl önce
  • elif ada
    Serçe parmak
    7 yıl önce
  • Eko Anne
    9 Things to Know About Concussion Injuries
    7 yıl önce
  • Benden ve Bizden
    Bambina 29 Aylık
    8 yıl önce
  • Burcu ve Arda
    Yoda :)
    8 yıl önce
  • Eko Atölye
    Ankara Doğum Fotoğrafçısı | Cakesmash / İlk Pasta Patlatma
    9 yıl önce
  • Berceste
    Köy Günlüğü Bölüm 2
    10 yıl önce
  • Totiler
    Uyku konusunda yaşadığımız sorunları ve zaferleri yazdım, komşuu huuuu!!!!
    10 yıl önce
  • anne-log
    Deli deli…
    10 yıl önce
  • Evin Delisi
    İyi bayramlar
    10 yıl önce
  • Sen Gelince
    Geriye kalanlar
    11 yıl önce
  • Ekin ve biz
    Yine Bir Kütüphane Araştırması: Bornova İlçe Halk Kütüphanesi
    11 yıl önce
  • defne yaprağı
    Güzel fotoğraflar (yanlış anlaşılmasın benimkiler değil:))
    12 yıl önce
  • Pratik Anne
    Baharat şişelerini düzenlemek
    12 yıl önce
  • Olmadık İşler Peşinde (OİP)
    mega lüks proceler
    12 yıl önce
  • YAŞASIN ANNEYİM!
    Hiç Bu Kadar ...
    12 yıl önce
  • Doğal Anne,Doğal Çocuk
    Yaz 2011
    13 yıl önce
  • içimin güler yüzü KIZIM'a
    Zeynep 3, Nesli 33:)
    14 yıl önce
  • Anne ve Bebisi
    Anne ve Bebisi
    18 yıl önce
  • Gülce'nin Güncesi
  • GüCüBe
  • LeGa-Be-Be
  • KÜÇÜK ADAMLA BÜYÜK AŞK...

Parti Saati

Parti Saati

Ayağı Yanıklar

  • Oburcan ile (G)astronomik Seyahat
    Nice güzel bayramlar olsun, beraber olsun, sevgiyle dolsun, aşk taşsın, neşe patlasın, sağlık zıplasın… #oburcan #kurbanbayramı #2018
    6 yıl önce
  • SEYYAR DÜNYAM
    Hayat En Güzel Öğretmen
    9 yıl önce
  • Yanık ayak Gökhan Uçar
    HİNDİSTAN GOA
    12 yıl önce
  • GEZİ YAZILARI
  • ŞİMDİ GEZELİM
  • Ankara Etkinlikleri

Takip Ettiğim Diğer Manyaklar

  • ♥ Bir Demet Moda ♥
    İngiltere'de bir ev
    2 ay önce
  • zen habits
    A Month of Reflection
    7 ay önce
  • Tuğba's Atelier / Tuğba'nın Atölyesi
    EssayTigers Writers-Chicago Style Format Website Citation
    4 yıl önce
  • Fashion Photography Blog - A Resource for Fashion Photographers, Created by One.
    Tips For Converting To Black & White Photography
    6 yıl önce
  • Simple Living Media LLC
    The real definition of a mentor
    8 yıl önce
  • olivelse
    Nouveau blog !
    8 yıl önce
  • mevsimlerden Roma...
    YESSSSSSSSSS........ WE CAN......
    9 yıl önce
  • Moda Tasarım Stil
    Sneakers Şıklığı
    10 yıl önce
  • STYLEBOOM
    STYLEBOOM ARTIK ÇOK .NET :)
    11 yıl önce
  • Maya Takvimi ve Bilincin Evrimi
    Bosna Piramitlerinin Gizemi
    11 yıl önce
  • JoJiKMoDa
    Gelin Olmuş Gidiyorsun Part 1
    12 yıl önce
  • bembi'nin moda, tasarım, dekorasyon, doğa vs blogu
    Liv Tyler'ın Givency çantası
    13 yıl önce
  • sundaysuppers
  • Salıncakta iki Kişi
  • 79 Ideas - a blog about decoration, design, decor, fashion, food and other pretty things
  • Sütüme, sarelleme karışma!
  • A Yummy Life Photography | Utah Children's Photography
  • ~~AYJOE~~

EMZİRME, Doğru Bilinen Yanlışlar

EMZİRME, Doğru Bilinen Yanlışlar

Yasal Uyarı

Bu blogda yayınlanan yazı,fotoğraf ve videoların tüm hakları saklıdır. Bu yazı,fotoğraf ve videolardan alıntı yapılması ya da ismimin yazılı,görsel ya da elektronik ortamda kullanılması halinde vallahi de billahi de iki elim yakanızda olur. Yetkili Türk mahkemelerine başvururum elinizde avucunuzda neyiniz varsa elinizden alırım. Söylemedi demeyin.. Şaka yapmıyorum..

Bak..

Montessori

  • Montessori Egitimi
    Childcareland.com'dan çocuk aktiviteleri
    8 yıl önce
Resim Penceresi teması. Tema resimleri Storman tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.