Biz geçtiğimiz kışı nerdeyse evde geçirdik. Evde küçük bir bebek ve çok soğuklar olunca çok fazla evde vakit geçirdik. Ama havalar ısınıp ne zaman kendimizi Antalya'ya attık. Amanın tutmayın bizi. Antalya'da sürekli dışardaydık. Sonunda ben sıcağa, coca da çocukların hasretine dayanamayınca çoluk çombalak evimize döndük. Allahım her sene mi söyliycem bunu bilmiyorum ama. Böyle insanlar ''ay havalar ısınamadı da, biraz sıcak olsa da, hala yorganla yatıyoruz'' dedikçe içimden habire dua ediyorum ısınmasın diye. Susayım, bayramlık ağzımı açmayayım, hanfendi çizgimden çıkmayayım dedim ama bu böyle olmaz. Napıcaz sıcağı kardeşim şu 20'li hava sıcaklıkları harika. İşte nankör insanoğlu olmasın. Bu amanda hava ısınsın diyen insanlar, aha da şuraya yazıyorum hava bi ısınsın da 35'i bulsun ''Aman da çok sıcak, çok bunalıyoruz'' demezse ne olayım. Geçen sene de böyle konuştular sonra gitti Ağustos'da rüzgar avına çıktık. Bir ay 40 derece yaptı. Aman ben ne diyorum ya ne kadar uzattım abicim.
Neyse evimize döndük dedim ya. Bayadır da yazamıyorum dimi. Öyle yazacak birşey bulamamakdan değil kardeşim. Bir dakika totomuzu yere koymuyoruz. Bir kere bütün Ela hanımla burun buruna uğraşmak durumundayım, üstelik Ece de artık ayakda ve sürekli peşimizde olduğu için habire aksiyondayız. Onun dışında sürekli de geziyoruz. Parklar, bahçeler, mangallar, arkadaşlar derken gerçekten akşam yorgunluktan da bayılıp kalıyorum.
Ben herkes gibi olmadığıma artık eminim. Baya bir arkadaşım '' Napıyorsun evde çocuklarla bunalmıyor musun. Ben yapamıyorum sıkılıyorum'' falan gibi şeyler söylüyor. Gerçekten kimseyi inandıramıyorum ama bu zorla yapılmaz. Ben gerçekten sıkılmıyorum. Bir kere evde oturduğumuz falan yok, bir de seviyorum ben çocuklarımla olmayı. Ben onlara bakmıyorum gerçekten onlarla vakit geçiriyorum. Parkda beraber koşarak da eğleniyorum. Alıyorum ikisini yanıma, resmen boğuşuyoruz şu sıra. Nasıl olsa bu günler geçicek bana artık bu kadar ihtiyaç olmadıkları vakitler gelicek. O zaman ben de işime gücüme bakarım. Ela nerdeyse o döneme geldi. Artık Eylül'den itibaren okula gidicek. Neyse diyeceğim o ki. Bu ara zamansızlıkdan yazamıyorum. Yakında burayı yavaş yavaş çocuklara bırakıp kendi yazılarım için bir yer daha açacağım. Aklımda planlar var, çok heyecanlı ama öncelik Ela'nın. Onu artık paketleyip okula gönderelim, biraz daha bana alan açılsın bakıcaz artık.
Biz buralardayız. Bir süre daha da böyle devam edicek.
4 yorum:
lazım lazım yer lazım, çalışan bir anne olarak diyeceğim o ki çocuğunu seyredebilmek, gündüz vakti koşabilmek o kadar mutluluk verici ki, keşke herkezlere nasip olsa... Annemin beli büküldü kızımın taytay isteğinden, ama benim bükülmesi gerekirdi. Ben de masabaşı oturarak selülit bağlıyorum. Süper dünya düzeni. Koşturmacalarımızda başarılar dilerim:)
esracim walla sizi buraya alalim, malum havalar 20'yi gecti mi millet kendini parklara guneslenmeye atiyor.. gecen sene tr'deki sicaklardan sonra bu sene gozum temmuz agustos'ta gelmeyi yemiyor.. kolay gelsin, insallah bu yaz cok sicak gecmez de biraz nefes alirsiniz..
Yazılarından bazen bir cümle beni derinden vuruyor. Bu yazıda da "Ben onlara bakmıyorum gerçekten onlarla vakit geçiriyorum." cümlene takılı kaldım. Ben de kızımla ilgili aynen böyle hissediyorum ve hiç kimseyi inandıramıyorum. Neden inanmıyorlar ki acaba?
ÇokBilmiş;
Evet benim de sorunum o. Anlaşılmamak ama benim gibi olanlar olması ne güzel..
Didemcim;
Sakın gemeyin Eylül de güzel. burası fazla sıcak şu ara
Yorum Gönder