30 Temmuz 2011 Cumartesi

Şehir Çok Sıcak

Geçtiğimiz hafta herhangi birşey yapabilmek için fazla sıcaktı, bu demekki eve tıkılı kaldık ve zavallı Ece'yi 35 derece sıcak ve %100 nemde dışarı maruz bırakmam mümkün değil. Ki zaten ben de dayanamıyorum. Cehenneme gitmesem iyi olur çünkü benim için fazla azaplı bir yer olacak.

Zaten hep birlikte dışarı çok çıkamıyorduk. Çocukların gün içinde uykularını tamamlanmasını bekliyorduk. Çünkü şeytanın ayarladığı uyku saati şemamız mevcut. Şöyle anlatayım. Ece sabah 10.00 - 12.00 arası uyuyor. Ece kalkıyor. Ela 13.00 - 15.00 arası uyuyor. Ela kalkıyor. Ece 15.00- 16.30 arası bir daha uyuyor. Böylece büyük çocuk çoğu zaman evde tıkılı kalıyor, gerçi bakıcı olduğu için Ela'yı alıp dışarı çıkarıyorum. Ama onda da küçük de yanımda olsun istiyorum. Neyse böyle bir uyku düzeni ile akşamüstü gibi evdeki herkes birbirinden çok sıkılıyor ve birisi mutlaka saçma sapan bir yüzden ağlıyor. Ben herşeyden sıkılıyorum. Birbirlerini az gördükleri için problem fazla çıkmıyor ama bu dönem iyice gerdi artık beni. Zaten bakıcı da gidiyor ve 20 gün yok. Ela'yı da Antalya'ya gönderiyoruz. Artık kreşe de birşey kalmadı. Ondan sonra herşey daha kolay olacak inşallah. Bu arada Ece de resmen manyağa döndü. Ela'nın uykuları artık çok rahat oldu derken, Ece yatmayı reddetmeye, uyumamak için tepemize falan çıkmaya başladı. Bu dönemlerin ne kadar zor olduğunu unutmuşum. Önümüzdeki 1 yıl Ece gittikçe artan zorluklar çıkarmaya başlıyacak. Bu sefer neler yaşayacığımı da biliyorum. Bu arada hatırlayanlar bilir, Ela'Nın evin her köşesinde biryerlere çıkarken fotoğrafları vardır. Ece de aynısı. Tekrar fotoğraf çekmiyorum. Ruhum kaldırmıyor artık. Dün balkonun kenarlıklarına resmen düz duvara tırmandı. Kendisi şu an mayın gibi. Bir dakika yalnız bırakabilmemiz mümkün değil. Ve ben sonunda anladım. Olay çocuklarda değil. Tüm çocuklar böyle. Olay bizde. Biz rahat bırakıyoruz. Onlar da sınırlarını aşıyorlar.

Hava sıcak ya. Yaşam enerjimi yine kaybettim. Bende sıcak sendromu var sanırım. Hareket bile etmek istemiyorum. Çok yorgunum, çok tembelim, çok huysuzum, çok gerginim. İşte bu yüzden çok yazı da yazamıyorum. Eylül lütfen çabuk gel. Keyfim yerine gelsin.

Hiç yorum yok: