16 Temmuz 2011 Cumartesi

EcE 10 Aylık


Sevgili Ece,

10 ay? ON AY? Küçük bebeğim nasıl oldu da 10 aylık oldu ki?

Geçtiğimiz ay kendini ifade etmeyi öğrendin. Hepimiz yeni hecelerini duyuyoruz. ''HaBaBa''yı günde milyon kez söylüyorsun. Bazen ''Hii Baba'' dediğine emin oluyoruz ama sonra hiç birşey söylemeyebiliyorsun ve bizi kandırıyorsun. Hala ''Anne''yi bolca söylüyorsun ben de babana bunu söylüyorum çünkü açıkça görülüyorki beni daha çok seviyorsun.

Bütün gücümüzle ayakta yardımsız durman için sana yardım etmeye çalışıyoruz. Fakat sen hiç bir yardımı kabul etmiyorsun. Bir elimizi tutarak yürüyorsun ve denge için nerdeyse tek parmağımıza bile ihtiyacın yok, fakat bizim seni tutmadığımızı farkedince poponun üstüne geri geri oturuyorsun.

Mobilyalar arasında gezinmeyi öğrendin ve kendinden emin bir şekilde takılıyorsun, ama henüz kendi kendine yürümeye hiç niyetin yok. Halbuki merdivenlere bile kendin çıkabiliyorsun. Koltuğa bile çıktın. Hatta koltuktan kendin iniyorsun.

Hareketlerinde daha maceralı hale geldin ama geçtiğimiz ay yemek yemende geriye gittin. Sadece anne sütü, mama, elma, yumurta ve karpuzu seviyorsun.

Bu aşamada yemek saatlerini bir savaş haline getirmemek için, yorgunluğumu saklıyorum. Bir sürü vakit harcayıp sana yemek yapıyoruz, elinin tersi ile itiyorsun ya. Çok koyuyor bana. Bu koymayan anne de gelsin karşıma söylesin. Aç kal annecim ne diyim.

Biliyorum sonunda masada yemek yiyeceksin. Ama sanırım bunu ilk önce kreşde yapıcaksın. Çünkü seninle uğraşıcak enerjim de yok bunu da istemiyorum.

Şu sıra çok sık şekilde geceleri uyanıyorsun ve uyanınca oyun oynamak ve yürümek istiyorsun. O kadar tatlısın ki seni geri yatırırken kendi kendime hep gülüyorum ve senle oynamak çok istiyorum ama sonrasını bildiğim için seni inanılmaz mendeburlukla geri yatırıyorum. Bazen baya bir tepişiyoruz ama yine de uyanık olduğun 15 - 20 dklık bir iki süreyi saymazsak sabaha kadar uyuyorsun. Ama hala 6.30'da ayaktasın.

Ela sürekli elinden oyuncak, ıvır ve zıvır aldığı için elinden birşey alınmasına karşı çok tepkilisin. Elinden birşey almasak saatlerce tek başına vakit geçirebilirsin. Özellikle favorin olan kumandayı alırsak kesin bağırıyorsun bize. Ela'ya gidip yakasına yapışıp resmen kızıyorsun ona. Tam bir kendi başının çaresine bakıcı olacaksın. Şimdiden evde çok güçlüsün.

Bir aydır ayrılık kaygısı çok arttı sende. Annenin seni 24 saat tutmasını istiyorsun. Tutmasa bile göz mesafesinde olsun sen yakınlardaki birşeyleri kemir istiyorsun. Baba veya Ela da idare eder diğerlerine hiç tahammülün yok ama ya anne ya da bakıcı mutlaka yanında istediğin. Aslında ben de yanında olmasam bakıcıya olan sevgin beni kıskandırabilirdi ama şimdi bana bir nefes oluyor onda da sakin olman ve onu çok sevmen. Yoksa bir akşamüstünde 547 kere bacağıma tırmanman benim için çok yorucu olurdu. Şimdi dönüşümlü yapıyoruz.

Bu ay dişlerine 2 yeni tane ekledin. Sen hangi ara diş çıkarıyorsun ben anlamıyorum. Ela diş çıkarırken resmen ateşi çıkar, yanakları kıpkırmızı olur, huysuz olur hatta burnu akardı. Senin de bazı huysuzlukların bu nedenledir ama genel olarak pıt diye çıkarıyorsun haberimiz olmuyor diyebilirim. Sonuçta şu an 6 tane dişin oldu.

Çok farklısınız Ela ile. Her geçen gün daha da farkediliyor. Ela'nın puzzle, şekilleri yerinden geçirme türü şeylere hiç ilgisi yoktu. Hala da yoktur o yüzden pek yaptığını görmedim. Ama sen şimdiden şekilleri tanımaya uygun boşlukdan geçirmeye başladın. Bir objeyi tutup önüne çıkan engelleri aştırıp devam ettirebiliyorsun. Geçen gün alfabenin ilk 4 harfini söyleyen bir oyuncağa birkaç kere basıp ''be'' harfini dinledikten sonra ''be'' dedin çok şaşırdık. 4 aylıktın babanın söyledediği iki kelimeyi taklit etmiştin. Sesleri taklit etme yeteneğin çok başarılı.

Lütfen 14 yaşına gelip sadece arkadaşlarınla beraber olmak istediğinde, hayatının bir döneminde sadece bizimle birlikte olmak istediğini unutma olur mu? Ve ben bu zamanı hiçbirşeye değişmem.

Sevgiler Annen.

1 yorum:

Benden Bizden dedi ki...

son paragraf cok koydu bana yaaa, cok duygulandim... bir zaman gelecek ve bizimle olmak istemeyecekler dimi, ama biz onlarla olmak isteyecegiz... hayat ne garip!