28 Mart 2011 Pazartesi

Ela'nın İlk Kütüphanesi

Ela bir lunatik olmakdan çıkmaya yakınlaştı. İlk kez biryere gittik ve biryerlere tırmanmadan, pencerelerden sarkmadan, normal insanlar gibi davrandı. Kitaplara zaten çok ilgisi var. Ali Dayı Kütüphanesi çok güzeldi. Beraber kitaplar okuduk, yapbozlar yaptık. Gittiğimiz saatte de masal saati varmış. Bir abla masal okuyor, çocuklarla konuşuyor. Gördüğüm en hipnotize saatlerini yaşadı. Kesinlikle ordan çıkmak istemedi. Evimize yakın olsa sürekli götürürüm ama malesef arasıra gidebileceğiz.

Ela'nın inanılmaz bir hafızası var. Eski oturduğumuz evin alt sokağından geçerken orasının eski evimiz olduğunu hatırlıyor ve o söylüyor ''eski evimiz diye''. Tam 1 sene önce 1.5 yaşındayken Binbirçiçek kreşinin ritm dersine götürmüştüm. Geçen gün o sokakdan geçerken bana ''Anne bak burda tavşan sevmiştik'' dedi. Ben bile sonradan hatırladım orada tavşan olduğunu ki, onun yaşı için bu kadar net lokasyon hatırlaması bile çok ilginç. Babama benzediğini düşünüyorum. Babamın da inanılmaz bir hafızası vardır. Antalya'dan Ankara'ya gelirken kaç km sonra hangi levha olduğunu ordan kaç km sonra sağa hafifçe kıvrılacağını ve soldaki mesire yerinin adını ve altından su aktığını anlatır. Km km herşeyi bilir. Benim de görsel hafızam çok iyidir ama Ela tamamen hafıza konusunda babamdan birşeyler almış diye düşünüyorum. Yaşının çok ötesinde bir hafızası var. Evdeki herşeyin yerini biliyor, neyi nereye sakladığımızı hatırlıyor. Umarım bunu işleyebiliriz.

Ela kendini kurtardı diyebilirim. Dişlerini kendisi fırçalıyor. Çişi geldiğinde tuvaletine kendisi çişini yapıyor, kilodu ve pantolonunu kendisi çekiyor, lazımlığını kendisi tuvalete döküyor ve yükselticinin üstüne çıkıp ellerini yıkayabiliyor. Yemeğini kendisi yiyor. Abuk subuk şeyler giyinse de artık kendisi giyiniyor ve soyunuyor. Zaten soyunma kısmı hala favorisi. Sürekli soyunuyor ve kendi istediği şekilde giyiniyor. Geçen gün dizaltına kadar inen bir kazakın altına eşofman altı ve yağmur çizmeleri giyerek dışarı çıkmak istedi. Hiç ellemedim, o kadar komik gezdi ki. Biliyorum yargılayıcı gözleri ben alıyorum ama önemli değil. O mutlu bir çocuk gerisi hiç umrumda değil.

Hiç yorum yok: