7 Mayıs 2010 Cuma

Gıcık Anneler Günü Yazısı

Anneler günü ve benzeri her güne çok önem veren herkes belki şimdi bana kızacak. Ama elimde değil son yıllarda bende yükselen bir duygu mevcut. Özel günlere gıcık olma durumu. Annemin neler yaşadığını, bize bakmak, büyütmek için neler yaptığını, tabii ki en çok bizi okutmak için uzun yıllar yurt dışında olan babamın fiziksel desteği olmadan 2 çocuğun sorumluluğunu üstlenmek ve bir yandan da çalışmakla aslında hayatında ne çok şeyden feragat ettiğini ama bunu neden yaptığını, ne zor bir işi olduğunu ben de anne olduktan sonra daha iyi anladım. Ve anneme yaşattığım bazı şeyler için pişmanlık duydum. Bunlara rağmen anne olduktan sonra özel günlere olan gıcıklığım daha da arttı.

Aslında duygularımı Sevgililer Günü'nde yazdığım yazıda birazcık açıklamıştım. Ama son zamanlarda gördüğüm dramlar, beni uyaran başka etkenler oldu, tekrar yazma isteği duydum. Aslında anne olmamla birlikte bu duygunun bende yükselmesi (hatta diğer insanlarda yükselmemesine şaşırma durumu) hiç anormal gelmiyor bana. Anne olmamla birlikte bu günlerde duygusal çöküşler yaşayabilecek insanları düşünmeye başladım.. Annesi - babası olmayan çocuklar, hatta her yaşta anne-babasını kaybetmiş insanlar, çocuğunu kaybetmiş insanlar, yıllar boyunca çocuk sahibi olmaya çalışmış ama olamamış aileler, bir aile kurmak isteyip kuramayan insanlar, ailelerinden uzak olanlar. Burda anneler günü, ıvır günü, zıvır günü diye hediye kampanyaları ile şişirilen bir toplum, öbür yanda savaşta büyüyen çocuklar, aç büyüyen çocuklar, bir anne elinin sıcaklığını hiç duyamamış yetim çocuklar. Tüm özel günlerde, olmayanlar için çok duygusal geçiyordur ama anneler günü bu duygunun en yüksek olduğu zaman. Bu konuda düşünmem aslında dayımı kaybettikten sonra bir daha anneannemin anneler günü kutlamak istememesiyle başladı. Önce küçüktüm, bize öğretilen bu günün kutlanmak istememesini algılayamadım. Büyüdükçe anlamaya başladım, anne olunca çok iyi anladım. Artık hep bu insanları düşünüyorum ve kızımın da bu insanları düşünerek duyarlı olmasını istiyorum. Anneler günü'nde özel hiç birşey istemiyorum; her gün kızıma sarılmak, annemle konuşmak istiyorum.

Geçenlerde kızım bir sabah nefesinde hırlama ve nefes darlığı ile uyandığında çok zor ve endişeli bir gün geçirdim. Sonra aklıma Nehir'in annesinin bir sözü geldi. Nehir normal hasta olduğunda, çocukluk hastalıklarını seviyorum demişti. Bir de bir arkadaşımın kızı daha 1 aylıkken ciddi bir rahatsızlık geçirdiğinde bana "Allahım benim kızıma da normal çocukların hastalıklarından ver" diye dua ediyorum, şeklinde anlattığını hatırladım.. O zaman kızımın bir an önce iyileşmesini istemenin yanında normalde sağlıklı bir çocuk olduğu için şükrettim kendi kendime.. Ve tüm hasta çocuklara şifa diledim, annelerine sabır diledim.. Sabır da geliyor sanırım kendi kendine. Nehir'i çoğumuz biliyoruz. Hastalığı nüksetti. O kadar küçük ki, yaşadıklarına çok üzülüyorum. Ne güzel sağlığına kavuştu derken tekrar kendisi ve ailesi için dua etmeye başladım.. Annesi çok gururlu, çok açık yazıyor herşeyi. Bu da onun başetme yollarından birisi herhalde. Empati yapamayacak kadar çok üzülüyorum duruma. Bu sene anneler gününde siz de masrafları çok ağır olan bu hastalık için küçük de olsa bir yardımda bulunmak isterseniz, şu sayfaya tıklayabilirsiniz. Nehir'in hikayesi için de burayı.

Sanırım demek istediklerimi anlatabildim. Etrafa biraz gözatınca bu günlerde büyük üzüntüler yaşayan insanlar görebilirsiniz. Bu yüzden hergün annenin değerini bilmek, her gün çocuklarla geçirdiğimiz zamanın ne kadar değerli olduğunu bilmek gerek. Tüm annelere sevgiler.

4 yorum:

Burcu dedi ki...

Aynen senin gibi düşünüyoum. Benim gıcık kaptığım başka bir konuda özellikle pırlanta reklamları.. Ne zaman anneler günü sevgililer günü gelse her kanalda milyon kere pırlanta reklamı görmekten gına geldi artık. Bak sabah sabah yine simirlendim..

durununannesi dedi ki...

sabahleyin "geçireceklerse çocuk hastalıkları geçirsinler" dediğinde içimden ne kadar doğru bir söz diye düşünmüştüm.daha önce duymadım.genelde onlara gelmesin bize gelsin filan derler ya.nasıl olsa hasta ola ola büyüyecekler o şekilde bünyeleri kuvvetlenecek.Allah çaresiz dert vermesin gerçekten.
ela ya acil şifalar diliyorum gitmeden önce ayarlarsanız(tabi ki eloş iyileşirse) tekrar buluşalım.seve seve sizin parkınıza geliriz:))

Eko Anne dedi ki...

Ah evet Burcu;
O insanları şişiren pırlanta reklamları beni de delirtiyor. Daha bir çok var da ben de tekrar başlamayım şimdi.

Bigecim;
İnşallah Ela iyi olursa gitmeden bir park ve oyun günü daha yapalım..

füsfüs dedi ki...

esracım çok güzel bir yazı olmuş, her kelimesine katılıyorum. normal çocuk hastalıkları geçirsinler hep inşallah, çokı ince bir noktaymış bu gerçekten, gözlerim doldu okuyunca