Tamam, sanırım abartıyorum. Önce bir kısım saçımı kaybettim. 1 kg saç diyebiliriz. Bir el boyu kadar kesin demiştim, bir ayak boyu kadar kestiler. Hatta bir goril ayağı boyu kadar diyebilirim. Adam'a "hani el boyu kadar" kesicektiniz dediğimde "ama abla kimin elinin boyu kadar demediniz ki, ben kendi elim kadar kestim" dedi. Sonra baktım aman allahım adamın elleri gerçekten kocaman. Bunu nasıl farketmedim bilmiyorum, halbuki çok kocaman ellerden çok korkarım. Hayatta saçımı kestiremem. Gebelikten olacak herhalde. Zaten adam saçımı keserken ben nerdeyse uyudum. Hatta bir ara kesin uyudum da o aralık ne kadar bilemiyorum. Her zamanki kuaförüme gitmediğim için nerdeyse ağladım sonra. Olmuyor işte istediğim gibi yapamıyorlar. Zamana, fırsata ve yakınlığa yenilip nolucak sanki keser diye gittim. Sonuçta tatilde çok rahat ettim ama hala istediğim gibi değil.
Bir de. Eski saçımı özlüyorum. Bir denizkızı gibi özel hissediyordum kendimi. Şimdi sıradan birisi gibiyim. Saçmaladığımı düşünüyorsunuz biliyorum ama zaten uyduruyorum. Eskiden de sıradan birisi gibi hissediyordum sadece o zamanı daha çok seviyordum. Yine de pişman değilim. Yine uzayacak nasılsa. Artı kim takar. Sadece aptal bir saç işte.
Kaybettiğim 2. önemli şeyse bir ayak boyu saç kadar görünür değil. Ama neye bakacağınızı bilirseniz siz de görebilirsiniz. Yürüme şeklimde, arabadan inme şeklimde, oturduğum yerden kalkma şeklimde vardı ve evet dansetme şeklimde bile vardı. Az mı dansediyorum sanıyorsunuz, kızımı eğlendirmek için çılgın danslar yapıyorum. Birlikte çok gülüyoruz, sonra o azıyor ve durduramıyoruz. Sonra uyumakta zorluk çekiyor ben de "acaba niye" diyorum:)
Konuya gelelim, ağrımı kaybettim.
Bir süredir olan kuyruk sokumumdan kalçama doğru inip hayati aktivasyonlarımı tehdit eden muhtemelen içerdeki dingonun bir sinirimi yakalayıp bırakmamakda inat ettiği o kronik siyatik ağrısı. İşte onu kaybettim. Gitti. Kız bıraktı sinirimin ucunu tutmayı. Şimdi ara sıra ordaki burdaki sinirlerle oynuyor, ben de abuk subuk acılar hissediyorum. Ben bunun hesabını sorarım ondan.
Biliyorum bu geçici. Biliyorum yarın başka bir yerim ağrıycak. Biliyorum, biliyorum. Çok hamileyim. Bunun da yeni farkına vardım. Hala zıpçıktı gibiydim. Ama bugun yattığım yerde öbür tarafa dönerken göbeğim ağır bastı fırt diye düştüm. İşte o zaman anladım benim için pozisyon değiştirmek demek ayağa kalkıp tekrar yatmak demek olan günler başladı.Tek tesellim daha geç başladı.
Şimdilik ağrım geçti. Ayağa kalkıp planlamadan direk yürüyebileceğim, bir egzersizi bir yerim ağrımadan veya uyuyakalmadan bitirebileceğim, bir restoranda göbeğime birşeyler dökmeden sırtıma ayrı yastık popoma ayrı yastık aramadan oturabileceğim günler tekrar gelicek. Gerçi o zaman da oturacak zaman olmayacak muhtemelen. Emzirdiğim dakikalarda dinlenirim diye planlıyorum. Birisi yandan gelip kafamı tutarsa daha iyi olur tabi.. İşte o zaman denizkızları nasıl hissediyor anlarım herhalde.
5 yorum:
sizin yazılarınızı okurken bidaha mı hamile olsam acaba diyorum,çok heves ediyorum tekrar hamileliğe,ama bir düşünüyoum ki zor olan oğlumu tekrar baştan başlamak (o bahsettiğiniz bel ağrısı bendede vardı)imkansız görünüyor,
helede oğlum 2 yaşına 15 gün kala tambir çıldırmış durumdayken hamile olmak ne zor olurdu:(((
allah kolaylık versin,hayatta ve doğumda
Okurken o hallerim aklıma geldi benim de.. Doğumdan kalan bel ve sırt ağrılarımı 21 seans fizik tedaviyle bile geçiremeyen ben, o ağrılarla yaşamayı öğrendim. Saçının yeni halini koysaydın da moralini düzeltseydik..
çok hamilesiniz :) ama bu günler de geçecek,ece hanım sağlıkla gelecek inşallah :)
kısa saç kesinlikle hamilelikte ve doğum sonrası çok kullanışlı. ben koca kış banyodan sonra saçlarımı kurutup hemen sıkıca toplayarak yaşamıştım. kısa olsaydı daha kolay olurdu :)))
Hani resimmmm??? Kaybettiklerin saç olsun, ağrı olsun Esracım...başlığı okuyunca kalbim hop etmişti.
çok hamileye çok kolay gelsin dileklerimle
Yorum Gönder