Hamilelik, kontrol üstüne büyük bir ders.
Yani hiç olmadığını öğrenmek için. Bedenimin her geçen gün büyümesini durduramıyorum. Bu büyük bebeğin kaçınılmaz doğumunu durduramam. Sancılar ve doğum nasıl gidicek, kontrol edemem. Acıdan kaçamam, ne olacaksa ondan kaçamam.
Yapabileceğim hiçbirşey yok.
Bunun için hazırlık da yapamam. Kendimi bunda "daha iyi" yapacak bir kitap da yok. Hafıza kartları hazırlayıp, ezberleyip sonra da "A" alabileceğim bir durum değil. Geçen seferki gibi mi olacak merak ediyorum. Gerçi şimdiye kadar hiçbirşey geçen seferki gibi olmadı. Bir sezaryenlemi bitirmek zorunda kalıcam, daha kolay olucak mı herşey, normal doğurabilicek miyim, epizyotomi gerekecek mi? Ya bana ya da bebeğe birşey olursa.
Fakat tüm bu meraklar stres dolu değil. Obsesif değilim. Sadece beynimde uçuşan düşünceleri izliyorum. Onlara bir bağlılığım yok. Sadece bir anlığına aklımın bunları merak etmesine izin veriyorum, düşünceyi tanıyorum sonra bir sonrakine geçiyorum.
Yeni düşünce şeklime göre kötü düşünce yok - sadece düşünce var. Düşünceler kendi içinde ve dışında güçlü değiller. Hedef düşünceleri görmezden gelmemek. Hedef onları net olarak tanıyıp, yoluna devam edebilmek. Bu düşüncelere bir bağımlılık oluşturmuyorum.
Bir durum üstünde hiç kontrolünüz olmadığında (ve kaç tane durumu gerçekten kontrol ediyoruz?), herhangi bir sonuç hakkında galeyana gelmek biraz faydasız. Yaşa. Yapabileceğinin en iyisini yap. Anda kal. Geleceği kontrol edemiyorsun. Veya geçmişi değiştiremiyorsun.
Hamilelik bunun en net örneğidir. Hayatın diğer olayları ve stresleri üzerinde bocalayıp savaşabilirsin. Hayattaki bir çok şeyin kontrolünün sende olmadığına inanmayı reddedebilirsin - Olabilecek veya olmayabilecek bazı hayali sonuçlar için kendine savaşmak ve bocalamak için izin verebilirsin. Fakat hamilelikte bu bir paket anlaşmadır. Hiç birşey kontrolünde değildir. Vücudun kendi yolundadır. Gebelik süreci kendi zamanında olur, kendi şeklinde olur ve söyleyip yapabileceğiniz hiç birşey yoktur.
Olmasını engelleyemezsiniz.
Gerçekliktir.
Bugün araba kullanırken - Dans edilebilecek bir şarkı çalıyordu - Birden düşündüm ki : "Aman allahım, bir kızım daha olacak. 2 tane çocuğum olacak. İki çocuğu hayal edemiyorum. Bir kızı daha hayal edemiyorum. O insanı hayal edemiyorum. Kim o kız? Ben kim olacağım? 2 çocuk annesi mi?
2 taneye nasıl annelik yaparsınız?
2 taneyi nasıl yönetiyorsunuz?
Sevginizi 2'ye nasıl bölersiniz? Veya 2 ile mi çarpılıyor? İkinci düşünceden şüpheleniyorum. Fakat tüm hepsi, tüm bu annelik, birden çok çocukluluk, bu hayat, bu doğum hepsi uzak ve anlaması zor görünüyor.
Fakat aklımın merak etmesine izin veriyorum. Buna takmıyorum. Heyecanlanmıyorum ve stres olmuyorum. İnsanlar çoğunlukla bana soruyor, "Heyecanlanıyormusun?" ve sanırım çoğunlukla "evet" diye cevap veriyorum veya bu bebeğin içimden çıkması için hazırım gibi birşeyler mırıldanıyorum... ama "heyecan" hissi gerçekte yok. Heyecanlı veya korkuyor değilim.
Sadece burdayım.
Şu anda:
Kemiklerimin ayrıldığını hissediyorum. Bedenimin yavaş yavaş açıldığını hissediyorum. Hazırlandığımı hissediyorum.. ama hazır değilim. Bu belki de kontroldür işte. Hepimizin hazırlandığının farkına varmak, ama asla hazır olmadığımızın. Bu bir varış noktası değil, bir yolculuk.
Varış noktası olmayan bir yolculuk mu?
Varış noktası olmayan bir yolculuk mu?
İşte doğum ve ölüm orada. İkisini de kontrol edemezsiniz, ve eğer yeterince uzun yaşarsanız aralığını da kontrol edemediğinizi anlarsınız.
Ve bunu yazarken tüm bunlar beni güldürüyor.
2 yorum:
Gul gul, Allah aglatmasin :) Hamilelik surecinden ben de seninki gibi dersler cikardim. Kontrol aslinda hicbir zaman bizde degil. Daha da onemlisi dogaya ve yaradilis duzenine aykiri ya da ters yasamamak gerekiyor. Oyle bir duzen var ki, sana sadece ona karsi gelmemek ve yapabiliyorsan ona yardim etmek dusuyor. Sonucta dogumu da beden ve bebek gerceklestirecek, sen sadece onlarin isteklerine uyarak hareket edeceksin, daha dogrusu etmelisin; yoksa yine sen cekersin cezasini :)
Süper bir yazı.Güzel bir yolculuk ve sonunda mutluluk dilerim :)
Yorum Gönder