Henüz burda değilsin ama yine de sana bizden yani ailenden bahsetmek istiyorum. Ben annen, 33 yaşındayım. Senin doğacağın yerde doğdum, büyüdüm. Baban Yozgat'ta, sonra Ankara'ya gelmişler burda büyük adam olmuş. Büyük adam derken yaşı büyümüş hala çocuk ruhuyla beni ayakta tutuyor. Ben yunus eğitimcisiydim tatlım, yunuslarla oynarken dalgıç olduğu için su altından baban beni görüp güzelliğime vurulmuş, öyle tanıştık desem de bunu rüyamda gördüm. Aslında annen sıradan bir tasarımcı, biraz gezgin ruhlu, özgür kafalı bir deli; baban da hergün hobi değiştiren, komik, doğadan ve teknolojiden hoşlanan tezatlıklarla dolu bir adam. Seni çok güldüreceğine eminim. Her türlü elektrikli alet elinden kurtulmaz tatlım. Einstein'ın merakına sahip. Eğer eski zamanlarda yaşasaydı birşeyler zor gelir kesin bir buluş yapardı. Öyle herşeye kısa yol bulur. Umarım bu özelliklerinden almışsındır. Benim başka insanlardan tut, birşeyin nasıl çalıştığına kadar hiçbirşeyi merak etmeyen dünyam çok da ilerlemeyi sağlamıyor.
Ablan kesinlikle merakını babandan almış, tırmanma güdüsünü de benden. AA evet bu detayı atlamışım bir tane de ablan var. Yaşlarınız çok yakın olacak. Bence onu çok seviceksin çünkü çok fırlama, sana bir sürü yaramazlık öğreteceğine eminim. Kimbilir beraber başıma ne çoraplar öreceksiniz. Herkes bana çok cesaretli olduğumu söylüyor.
Evet aslında hayat karşısında cesaretli sayılırım, ama senin varlığın bana göre cesaret isteyen birşey değildi. Ben hiç tereddüt etmedim ki bunu göze alayım, ben her zaman ikinizi de istedim. Hatta elimden gelse ailemizi daha da büyütürüm ama bu şartlarda senden sonrası cesaret değil cahillik olurdu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder