8 Mart 2010 Pazartesi

Bu Dünyada 20 aylık Bir Küçük İnsan

Ela Naz küçük insanı şu dünyada 20 ayını tamamladı. Geçtiğimiz ay içinde yine kendisinde çılgın değişiklikler meydana geldi. En büyük gelişimi yine konuşmasında oldu. Artık Ela'nın söylediği kelimeleri saymaya çalışmak gereksiz. Kendisi 3 kelimelik cümlelerle tamamen konuşuyor. Her söylediğimiz kelimeyi de tekrarlayarak hemen öğreniyor. Konuşma gelişiminde bu kadar büyük bir hız katedeceğini hiç tahmin edemezdim. Annem benim 1.5 yaşında çok rahat cümlelerle konuştuğumu söylerdi inanmazdım, yanlış hatırlıyor diye düşünürdüm, demek olabiliyormuş demek ki bana benzemiş. Her gün söylediği yeni cümlelelerle beni şok ediyor. Oturup onunla resmen sohbet edebiliyorsunuz. Derdini anlatamadığı durum olmuyor. Bu da bizi çok rahat ettiriyor. Konuşabildiği için rahat uzlaşabiliyoruz.

Bir de şarkı söylüyor, yeni olarak. Onun söylediği şekliyle 3 şarkısı:

"Kağga kağga gaak didi.
Çıkdım, bakdım, o dayaa.
Bu kağga, bu kağga..."

"ayı vıj vıj vıj..
diye bağıyıy"...

"eymaa deyil ayvaaaa..."

Alternatiflerine takdı şu sıra. Her birşey sunduğumuzda bize "başka" diyerek alternatiflerini sınıyor. Örneğin masada yemek yiyor. Bir kaşık veriyoruz eline. "Başka" diyerek başka kaşık istiyor. Değiştiriyoruz biraz sonra yine "başka" ile kaşık değiştirtiyor. Bir yemeği 4 değişik kaşıkla yiyor. Biz bitti diyene kadar diğer alternatifleri görmek istiyor. Bu herşeyde böyle gece yatarken daha bir masalı dinlerken başka ne anlatabiliriz onu merak edip "başka" diye değiştirtiyor. Elinden gelen herşeyde tüm alternatiflerini merak ediyor. Ben de merak güdüsünü bastırmamak için elimden geldiğince ona alternatif sunuyorum, sonra bitti diyorum o zaman inanıyor bu kadar çeşit olduğuna. Değişik bir dönem, bir duyarlılık dönemi olduğunu düşünüyorum ve bu dönemi kaçırmak istemiyorum. Zor olsa da merakını kamçılamak istiyorum.

Şu sıra soyunmayı öğrendiği için bir diğer merakı da çıplak gezmek.. Gece bir bakıyoruz altını çıkarmış, sabah soyunup evde çıplak koşuyor.. Ben de dokunmuyorum bir süre çıplak koşuyor, sonra üşüdüm diyip geliyor yanıma. Ben eğer o çıplak gezdiği sırada giydirmeye çalışırsam inat ediyor çünkü, arada gereksiz sürtüşme çıkıyor. Benim umrumda olmadığını gördüğü zaman daha çabuk gelip giyiniyor. Olayı tamamen karşı tarafı denemek. Yemek konusunda da öyle, ısrar edilirse yemiyor. Bana sökmüyor ama, hiç üstelemiyorum iki saat aç durunca gelip kendisi "acıktım" diyip yemek istiyor.

Kendisi emir kipleri ile çalışıyor. "Bağla, ört, salla, kalk, git, gel, aç, papat" en çok kullandığı emirler. Geçen gün daha önce hiç yapmadığı birşey yaptı ve biz babası ile çok şaşırdık. Ela çok minik bebekliğinden beri bebek arabası, mama sandalyesi gibi bir yere bağlanırsa çok arıza çıkaran bir bebekti. Park yatağından bile özgürce inemediği için nefret ederdi. Sırf o yüzden 1 yaşında onu yer yatağına aldık ve sorun çıkarmamaya başladı. Daha önce salıncak olarak kullanılan bir sandalyesi var. Artık sandalye olarak kullanıldığı için bağlanmaya ihtiyaç yok. Geçen akşam bu sandalyesine oturdu. Babasına "bağla" dedi. Biz çok şaşırdık. "Peki" dedik, bağladık. Sonra "ört" dedi. Kendisi gece bile üstüne birşey örttüren olmadığı için buna da şaşırdık, neyse battaniye örttük üstüne. Sonra "salla" dedi, Ela sallanarak uyuyan bir çocuk da değil neyse babası salladı. Bir süre sonra Ela sandalyesinde uyudu. Biz de şaşkın şaşkın kendisini yatağa yatırdık. Şu sıra tamamen bizi şaşırtma derdinde sanki.

Şu sıralar ailemize yeni bir bireyin katılacağından da habersiz günlerinin tadını çıkarıyor. Ara sıra gelip, karnımı gösterip "bebek" diyor ve öpüyor. Bundan fazlasını algılayabileceğini zaten düşünmüyorum. Bakalım önümüzdeki günler neler göstericek. Ela çok keyifli zamanlarını yaşıyor, ben de buna tanıklık etmenin mutluluğu içerisindeyim.

6 yorum:

Güneş Akay dedi ki...

Harika bir şey yeniden anne olmak.. Ben bu haberi kaçırmışım. Çok sevindim ama..
Çıplak gezmeyi begüm de hep çok sevdi..
Tekrar hayırlı olsun.

Berna dedi ki...

Ekin de 17-18 aylıkken resmen bülbül gibi konuşurdu, duyanlar çocuğun boyutlarını algılayamadıklarını düşünüp şaşırırdı :) Şu anda da uzun uzun gayet akıcı konuşuyor ve sözcük dağarcığı çok geniş. Benim gevezeliğimden mi acaba bilemedim :) Sen de çok konuşuyorsun Ela'yla sanırım... Bu zamanları çok keyifli oluyor, 20'li aylar :) Kamera kayıtlarından izliyorum bazen, konuşmalarını kaydetmeyi unutmayın, sonradan izlemek çok hoş oluyor :))

elif ada dedi ki...

Dunya tatlisi kucuk insan, her gunun masal tadinda gecsin. Nice nice aylara...
Simdi annene not: Ah Esracigim, Ada'da yaklasik 15-16 aylik gibi "obur" demeye basladi. Ela'nin baska'si gibi. Bu bidiklar, once alternatifleri gormek icin kullaniyorlar bu sozcukleri. Sonra o sozcukle, kendi minik akillarindaki bir seyi kastediyorlar. Ve onu bulup getirene kadar olay cikiyor. Obur, obur diye cilgin danalar gibi kosuyoruz evin icinde. Aslinda oburun ne oldugunu bile bilmeden. Sana sonsuz kolayliklar diliyorum. Ela'nin yanaklarini kocaman kocaman opuyoruz.

İkizBebek dedi ki...

maşallah ona ne cümleler kuruyor öyle, bu arada yeni bebek geliyor galiba, Allah tamamına erdirsin.
sevgiler.

Ömer Tuna dedi ki...

Merhaba;
Tuna'm 22 oluyor nerdeyse daha yeni başladı 3 kelimelik cümlelere, Kızlar erkeklerden daha çabuk konuşuyor diyorlar doğrumu acaba?
Secenek konusu bizdede var sürekli öbüür öbürü diyerek yönlendiriyor.

meldi dedi ki...

Bu başka olayı herkezde varmış demek. bir ara bizimkide takmıştı başka başka diyerek 20 şarkıyı arka arkaya söylettiğini bilirim :)
Neyseki oda bir dönemmiş geçti gitti