Bence herkes çocukken, güzel çizebildiğini düşünüyor. Çünkü, muhtemelen siz küçükken ve mürekkep balığı kafalı makarna dışında herhangi birşey gibi görünen herhangi birşey çizebilmişseniz, anne babanız akıllarını yitirmiş ve coşkuyla bunu size göstermiştir.
“Tatlıııııım! Bu hayatımda gördüğüm en güzel ineeekk!”
“O bir çikolatalı pasta.”
“AA evet! Tabii ki! Bu hayatımda gördüğüm en güzel çikolatalı pasta!”
Bu aşamadan daha önce muhtemelen dünyadaki en güzel yiyenin veya en güzel kakayı yapanın siz olduğunu düşündüğüz zamanlar olmuştur, fakat yetişkin hayatınızda yararlı olabilecek ilk şey vücutsal bir fonksiyon değil, güzel birşeyler çizebilmektir.
İlkokulda sınıfımızda en iyi resim yapan bir kız vardı. Her yılbaşında öğretmenimiz Pamuk Prenses çizme yarışması yapardı. Her yıl, ben bu kızı öldürmek isterdim. Yani ölmesi için öldürmek değil, ilkokuldaki birinin öldürmek istediği gibi. Ne zaman yarışma olsa kafasına vurup dolaba saklamak gibi. Su çiçeği geçirsin diye dua etmek gibi.
Tabii ki öldürmek için değil. Deli değilim. Sadece o yarışmayı kazanmak istiyordum.
Sonunda, bu kızın Pamuk Prenses çiziminde 2 yıl boyunca beni sollamasından sonra proaktif olmaya karar verdim. Tabii, o zaman ''proaktif'' sözcüğünü düşünmemiştim çünkü 8 yaşındaydım ve bu bir sekiz yaş çocuğu için büyük bir sözcüktü.
Profesyonel bir ressam tarafından çizilen harika bir Pamuk Prenses resmi buldum ve kendi kendime onu kopyalamayı öğrettim. Hafızamdan bu profesyonel Pamuk Prenses çizene kadar çalıştım. Sonra, yarışma günü mükemmel prensesi hafızamdan yarattım. O sene bambaşka bir çocuk birinci oldu.
1 yorum:
hay allah yav! bizim sınıfta da üç boyut hissi veren çizimler yapan bir çocuk vardı, Kazım gıcık olurdum. ben daha iki boyutta çöp adam çizerken adam tiyatro salonuna boyut verirdi, pislik! Bu duygularımı hiç öğrenmedi, hala da arkadaşız annelerimiz görüşür.
asıl ne dicektim. ben hiç benzetemiyorum bi şeye bizim cücenin çizdiklerini. sadece "renk seçimlerini çok beğendim " diyorum, çok pis kıvırıyorum:)
Yorum Gönder