4 Ocak 2011 Salı

Bazen beynim bana oyun oynar.

Garson: Çorba ister misiniz?
Ben : Hayır
Garson: Israr ediyorum. Çorbamız harikadır.
Ben: Bu çorbayı sevmiyorum.
Garson : Brokoli ve peyniri sevdiğinize iddiaya girerim. Yumuşayana kadar brokoli ve peyniri karıştırıyoruz sonra da su ekliyoruz. Tamam mı?
Ben: Benim yemeğime su eklemenizi falan istemiyorum. Onu ben kendim yaparım adına da ''Tükürük'' diyorlar.
Garson: Patates çorbasına ne dersiniz? Suyu ısıtıp içine fırınlanmış patates koyuyoruz. Bayılırsınız.
Ben : Hayır.
Garson : Un çorbasına ne dersiniz? Avrupa'da çok moda.
Ben: Sevdiğim tek çorbanın içinde büyük parçalar var. Onda bile sadece parçaları yiyorum ve suyu buharlaşıyor. Yani yine katı yemiş oluyorum anlıyormusun. Bütün bunları geçip bana bebek muamelesi yapma ve katı gıda getir olur mu?
Garson: Ben size kremalı çorba getireyim.
Ben : Sen bana ölüm emrini ve bir makineli getir canım.
Bu kafamda geçen konuşmaydı.

Ama gerçek hayatta bu konuşma şöyle geçti.
Garson: Çorba ister misiniz?
Ben: Hayır
Garson : Çok güzeldir.
Ben : Hayır

Hiç yorum yok: