Bayramda cocayla "bayarız, iki çocuk napıcaz nasıl geçicek" diye düşünürken, totomuz yer görmediği için zırt diye geçiverdi. Bana, "iki çocukla en çok gezen anne" plaketi uygun görüldüğünden, Altın Portakal alamamış Nurgül Yeşilçay gibi asabi değilim çok şükür. Onun yerine şeker gibiyim.
Anlamsız doğa gezilerimize sonunda tekrar başladık. İki çocuğunuz varken nasıl yalnız ve başbaşa kalınır biliyor musunuz? Çocuk başına bir tane büyüğü de gittiğiniz yere götürüceksiniz. Bir de onlara bir de yedek götürüceksiniz. Yani toplamda 2 çocuk için 3 büyük daha yanınızda taşırsanız, çocukları büyüklere büyükleri de sinir krizi geçirme noktasına gelen boşda kalana çocuğu versin diye büyüklere emanet ederseniz birkaç saatinizi kocanızla yanyana ve başbaşa geçirebiliyorsunuz. Üstelik hava güzelse çocuklarınız da hava alıyor falan.
Bayramın güzel havasını fırsat bilip geçen kış gittiğimiz ama benim hamileliğim nedeniyle ormanına yeterince dalamadığımız Ankara'ya 100 km uzaklıktaki Greenpark'a 2 araba 7 kişi kendimizi attık. Çocukları büyüklere bırakıp cocayla birlikte otelin arkasındaki yürüyüş yolundan daldık ormana. Hava çok güzeldi ve mevsim tam mantar mevsimi. Bizim keşif gezisi biraz mantar gezisine döndü çünkü adım başı garip gurup mantarların fotoğrafını çekmek için durduk.
2 saat boyunca, yürüdük, sohbet ettik (sohbet ettik derken bildiğin saçma sapan geyik yaptık ve şu sıra evde ne kadar konuşamadığımızı farkettik) ve mantar çektik. Çok değişik boyda ve renkde mantarlar var ve tam zamanında gitmişiz mantar açısından.
Gün sonunda biz çok huzurlu, çocuklar açık havanın etkisiyle çok yorgundu. En yakın zamanda umarım yine kendimizi anlamsız bir gezide buluruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder