28 Kasım 2010 Pazar

Ece Dönüyor, Ela'nın Motoru 4 yaşında

Hani birini araman gereklidir. Arayamadıkça daha da arayamazsın ya, yazmak da öyle birşey yazıcakların biriktikçe daha da yazamaz hale geliyorsun. Artık birikenlerin süngerini çekip bulunduğun yerden yazma zamanı. Hiç yazmamaktansa kısacık yazalım bari.

Zaman gerçekten hiç yok. Size sıradan bir günümü yazacağım, neden bahsediyorum anlayacaksınız. Sıradan olmayan günlerimizde zaten dışarda koşturuyor oluyoruz.

* Ece tam yemelik oldu. Gözlerini uyanık olarak açınca karnı toksa başlıyor bize gülmeye. Hatta şu sıralar meme emmeyi bırakıyor gözünü dikiyor yüzüme gülüyor. O zamanlarda çok fena sarılasım geliyor ama istediğim kadar sıkamıyorum onu. Her yavru kendi annesine tatlı tabii bu yüzden o da bana şu sıra bal kıvamında. Dünden beri dönmeye başladı. Yüzüstü yere bıraktığımızda fırt diye dönebiliyor. Babası da tam tersini yapabildiğini görmüş artık öyle kanepenin köşesine bırakıp biryere gitmek yok. Hala sakin bir bebek. Dün anakucağına oturttum, buzdolabının karşısına çektim. Onun hizasına da magnetleri koydum. Ben yemek yaparken magnetlere bakarak eğlendi ve kendi dilinde konuştu. Verem aşısı için doktora götürdük bir ayda çok uzamış ve 59 cm olmuş. %95'de boyu. Benim gibi kısa boylular ailesinden gelen bir insan için çok manyak bir değer bu. Kilosu da 4.950. Geçen ay kadar çok almamış ama kafamı takmayacağım değerler içinde. 2. çocukda daha az kafayı takıyorsunuz gerçekten. İyiki doğurmuşum onu, iyice aşık oldum ona. Dün birisi "gerçekten ikinci bebeği Ela kadar çok seviyor mu insan?" diye sordu. Öyle olmaz zannediyorsunuz ama gerçekten seviyorsunuz. İkisine de bakıyorum, hangisine sarılsam bilemiyorum.

* Ela artık daha da çok konuşuyor. Aslında uyanık olduğu zaman hiç susmuyor diyebiliriz. Şu sıra Ece'yi bırakıp onu biryerlere götürdüğüm için, anne kız takıldığımız için çok mutlu ve daha sakin. Ece'yle de arası daha iyi. Yere bir halı seriyorum, Ece'yi yatırıyorum ve beraber oyuncak gösteriyoruz Ece'ye. O da çok eğleniyor hemen öğreten abla modunu alıyor. Evde Ece'nin olmasına alıştı iyice. Herşey normalleşti evde. Beklediğimden daha çabuk. Ama tabii Ece'yle fazla ilgilenirsem geçici krizler yaşıyoruz, en çok da meme istemesi beni zorluyor. Mygym'e tekrar başladı. Oyun zamanında gittiğimizde bir gelişim uzmanı kadın ordaki çocukları bilmemne gelişim envanterine göre değerlendiriyordu. Ela'ya ve bize sorular sordu. Bir test yaptı falan sonunda bir çizelgede gelişimini getirmiş. Buna göre Ela'nın kaba motor gelişimi 4 yaşında, yani fiziksel becerileri yaşının çok üstünde. "Zaten ben onu izlemiştim, siz bu çocuğu ciddi bir jimnastiğe gönderin. Çok yetenekli" demişti. Evet evde heryere tırmanarak bu yeteneğini geliştirdi diyemedim ama biz de farkındayız zaten yaşının üstünde tehlikeli şeyler yapmaya çalıştığının. Neyse ama ince motor gelişimi 22 aylık bir çocuk değerinde. Yani kendi kendine yemek yemesi, düğme iliklemesi, boya yapması, geliştirilmesi gereken özellikler. Ama bence her çocuk ilgisi olan alanda gelişiyor. Dil gelişimi ve öz bakım gelişimleri de 3 yaş üstü görünüyor. Aslında bizim çok bilmediğimiz birşey söylemedi ama size kendi çocuğunuzun standartların neresinde olduğunu hangi özelliklerini geliştirmeye teşvik etmeniz gerektiğini anlattığı için bence çok yararlı. Neyse biz Ela azmanını gene iyi bu zamana getirdik diyorduk, yanılmamışız. Bir sirke versek bayılarak çalışıcak sanırım.

Sıkılacak hiç vakit yok, o yüzden herşey gayet yolunda. Akışa bıraktık kendimizi. Umuyorum daha sık yazmaya çalışacağım.

2 yorum:

Benden Bizden dedi ki...

Masallah Eceye ve Elaya! :)
Anlattiklarindan Elanin yasinin uzerinde isler basardigini fark etmemek mumkun degil, simdi tescillenmis oldu iste :) Jimnastik isini dusunun bence, eger Ela da severse cok faydali olur.
Ece kiz da cok iyi gidiyor, insallah hep boyle uslu ve uyumlu olur.

Adsız dedi ki...

Esra, anlattıklarından Ela'yı hep kendi kızıma benzetiyorum. Biz cesaret edemedik ikinciye, ilkinden sonra...Kızım 8 yaşında ve böyle devam ediyorlar (hareketlilik, talepkarlık, hiç susmaması vs anlamında- hele popomu kaşı lafına çok güldüm, o da aynen devam ediyor) ama kardeş olunca belki farklı oluyordur...Seni tekrar tebrik ediyorum.