28 Ekim 2010 Perşembe

Dana Jelatini

* Hedaye olarakdan 2 saat yalnız ve kesintisiz kitap okuma zamanı talep ediyorum. Veya 2 saatimi D&R'da tek başıma geçirmek istiyorum. Evet evet kimseyi istemiyorum, sadece 2 saat telefonu da kapatmak tek bir allahın kulu ile konuşmadan kitaplara gömülmek istiyorum.

* Kadının biri pardon kadınların ikisi bugün gelip bana "merhaba, aaa sen yeni doğum yapmadın mı, toparlamışsın, vırvır da vırvır." gibi laflar etti. Sanki ne varki toparlıycak nerdeyse 40 gün oldu. Neyse konu bu değil tabi. Kadınların ikisini de tanıyorum o kesin ama kesinlikle kim olduklarını hatırlayamıyorum. Nerden tanışmışım ne kadar yakıniim hiçbir fikrim yok. Diyeceğim o ki can ciğer kuzu sarması arkadaşlarımdan biriniz bana yaklaşıp tepki alamazsanız, tepiki koyun arkamdan. 2 çocuk annesiyim ben zekaları dağıttım bana birşey kalmadı.

* 40 gün yasaklarımız bitti. Artık kızımla tepişebiliriz, cocamla elele dutuşabiliriz. Büyük kızım tepeme çıkabülünk, küçük kızım t-shirtümden içeri kusabülünk, cocam beni pek mümkün gözükmese de dışarı çıkarıp dımtıs dımtıs bir mekana götürebülür. Artık Eliso'ya "ben tam iyileşmedim Ela'yı toaletin depesinden sen indirirmisin" ayağı yapamıycam. Kesin yemez. Tabii geri gelirse, kolçak kadın. Gideli 5 gün oldu hala döneceği günü haber vermemiş olmasıyla kara kaplı defterde hızla yukarılara doğru tırmanmakta.

* Bugün 40 gündür ilk kez tek ve tük başıma yalnız dışarı çıktım. Ve manikür gibi bakım işlerini halletmeye yani bir nevi ruhen rahatlamaya gittim. Orda düşündüm de bu manikür yapmak nasıl bir iş. Kim uydurmuşki bu işi. İlk nasıl bu işe ihtiyaç olmuş acaba. 1700'lerin Lady Gaga'sı sıkıntıdan çoraplarındaki deliklerle oynarken aklına gelip yanındaki arap bacıya şu makası ve geçen gün icat ettiğim uzun yassı zımbırtıyı al gelde şu tırnaklarımlabir oynayalım mı demiş acaba. Biz neden bunu bir ihtiyaç olarak görüyoruz ki. Çok saçma geldi, birden tiskindim kendimden.

* Okumak istediğim 100 tane kitap var ve sürekli artıyor. Üstelik zamanım gittikçe azalıyor. Ben de emzirirken, bir yandan Ela ile oynarken, tuvalette otururken, iki kişi yemek yememiz mümkün olmadığından tek başıma yemek yerken, bazen bir yandan birşeyler seyrederken, kusarken, susarken, arabada beklerken, doktorda beklerken, her fırsatta elimdeki kitaplardan 1-2 sayfa okumaya çalışıyorum iyice kafam tombala oldu. 3 kitap takip etmeye çalışmak, yanında 2 çocuğun hangisi ne zaman yedi, kim uyudu, kim ayakta, kim kime tepik atıyor, hangisi çişini nereye yaptı, hangisi nerede, şurda düşen sümük kimin takip etmeye çalışmak ne demek biliyormusunuz siz..

* Ben kendimi bildim bileli bu ülkede Serdar Ortaç diye bir çakma koreli var. Ve aynı şarkıyı 342. kere yaparak hala para kazanıyo. Bir şarkının melodisi başlar başlamaz Serdar Ortaç'ın mı anlarım. Siz de anlarsınız. Bi dinleyin bakın adam son 15 yıldır aynı şarkı, aynı danslar ve arkada değişen aynı kız tipi ile hala satıyor. Çok büyük başarı bence. Arkadaki kızların taklidini en yakın istasyonda sorun, belki yaparım.

* bugün kuayförde bi teyzenin sözlü saldırısına uğradım. Benden önceki bayanı beklerken üstelik de randevum varken "acelem var hemen bir kaşlarımı aldırıp gitsem" diye sordu bana. "Olmaz dedim zaten 1 saatim var". Evde bebeğim bekliyor bile diyemedim bir sürü laf saydı bana, allah bana bir sakinlik verdi de onun çemkirmesine karşı çemkirmedim. allah kimseyi teyze yapmasın. ilerde birgün teyze olursam lütfen beni kendimin ve toplumun iyiliği için öldürün - çünkü artık o ben olmıycam, içime teyze girmiş olucak. Zira ben şu anki halimle yoga yapmama bile gerek olmayan sakin bir kişilik oldum. Hem ne yogası benim çakralarım hiç tıkanmadı ki. içinde teyze geçen söz :
geçen gün bi teyze gördüm, o kadar büyüktü ki etrafında üç küçük teyze dönüyodu.

* eskiden şehrazat 1 tl olacak diye dalga geçtiğimiz kadını bugün tv'da başka bir dizide gördüm. O ören bayan saçlarını değiştirmiş, onun adına çok mutlu oldum.

* Oh çok şükür duş alırken bile terlediğimiz o manyak yaz bitti. Oh beeee, sonunda insanların yüzü asılmaya, benim ise yaşam sevincim geri gelmeye başladı. Havalar soğudu, hortumlar falan çıkıyor. Kaloriferleri bile yakmaya başladık. Mis gibi. Ekim, Eylül'den de güzelmiş:) Bazılarınız bana kıl oluyor farkındayım.

9 yorum:

Pratik Anne dedi ki...

Cakma Koreli. Evet koreli inanilmaz yaaa. Nasil olabiliyor, ayni sarki hep.

Ece seni daha komik mi yapti ne?

meldi dedi ki...

Yarıldım gülmekten. Allah sana her daim bol neşe versin. Yanlız başlıkla ilgili bir şey bulamadım yoksa ben olan aklını tek çocukla kaybedenlerdenmiyim :D

Bilges dedi ki...

sen cok tatlısın yaa.. sabah sabah cok güldüm.. cok yaşa sen...

Adsız dedi ki...

Yazdıklarının hepsi komikti, komik kadınsın vesselam.Şu manikür olayını ben de daha dün düşündüm...Acilen manikür yaptırasım geldi zira evde sıcak suda iş yaparken şişen parmaklarıma tırnaklarım neredeyse yapışmıştı.Elde tırnak batması olayını yaşamaktayım yani..Hayatım boyunca hiç düzenli manikür yaptırmayan ben son aylarda bunun bir ihtiyaç olabileceğini anlamış bulunuyorum.Esra bu arada, senin kadın doğumcun kimdi? Bu konuu da bir ele al Allahaşkına...Sezaryen sonrası normal doğuma yanaşan şu kutsal yaratık kimdir?

Fatma dedi ki...

Demekki iki çocuklu Eko anne daha espirili olurmuş.

Guz dedi ki...

cok egleceli bir yazi olmus:)

bendetaki bloguma beklerim

http://kissymissyy.blogspot.com/

our twins of N.Y./SEYHAN dedi ki...

Oncelikle ben Ece icin tebrik etmek istiyorum. Gec oldu ama bayagi olmus ziyaretinize gelmeyeli:) Allah anali-babali buyutsun...

Cok keyifle okudum, cok eglenceli olmus:)

Eko Anne dedi ki...

o sizin komikliginiz:)

Axius;
o yuce doktor, Ebru Saraç. Şiddetle tavsiye ederim..

Adsız dedi ki...

Ebru Saraç'la bir arkadaşım daha yeni epizyotomi yapılmadan normal doğum yaptı...O kadar özendim ki!!!Hastaneye ziyarete gittiğimizde daha bir kaç saat önce doğum yapmıştı ama rahat rahat ortada dolaşıyordu, oturup kalkıyordu hatta karnı bile gitmişti diyebilirim. Normal hem de doğal doğumun ne kadar güzel olduğunu bir kez daha anladım.