12 Ekim 2010 Salı

Yeni Bir Dönem

İnsanlar çoğunlukla bana," Esra, Nasıl bu kadar parlak yazılar yazıyorsun" diye soruyor ve bir cevabım yok, çünkü parlaklığımın kapsamı sıradan bir coşkunun karşısında asil bir sessizliği koruyarak açıklanabilir.

Tamam, kimse bana nasıl böyle parlak yazılar yazdığımı falan sormuyor ama yine de anlatacağım çünkü işte bu kadar cömertim. Belki bunun için bana daha sonra teşekkür edeceksiniz, çünkü bu blogda daha önce bu blogda hiç ilginizi çekeceğini düşünmediğiniz ama şimdi bildiğinize memnun olduğunuz çok şey öğrenmediniz mi? (Hiç sanmıyorum) Evet biliyorum. Ben dünyaya bir eğitmenim.

Hamileliğimin ve sonra yeni anne olmanın verdiği geçici duygu yüklü durumum dışında öncelik olarak eğlenceli şeyler yazarım çünkü eğlenceli şeyler yazmak çok eğlenceli. Dünya şimdi ve önceden de çıldırma yoluna girdi, yani ya eğleneceğiz ya da çıldıracağız. Her iki şekilde de bundan sonraki 20 milyon yıl içinde dünya güneşin üstüne düştüğü zaman hepimiz ölmüş olucaz. Yani neden eğlenmeyelim?

Özellikle hayattan da yazılar yazıyorum, çünkü gerçek hayattan insanlarla eğlenmek karakter yaratıp onlarla ilgilenmekten daha kolay. Ben kendi karakterimim, en kolay hedef olacak kişi ve tuhaflıklar ve küçük manyaklıklar için ilk bakılacak yer. Kendinizi hedef alırsanız mizah daha iyi çalışıyor çünkü kendi kendini küçültmek salak gibi görünmeden yabancıların manyaklıklarından faydalanmanızı sağlıyor. Bir kere kendinize salak ve tembel derseniz, bunu başka insanlara da diyebiliyorsunuz.

Hayat tüm materyalimin kaynağı olduğu için, sürekli bir sonraki hikayem için arayışdayım. Bana olan olaylar, arkadaşlara olan olaylar, trendeki yabancılara olan olaylar. Bazı aktiviteler anlatmak için yeterince değerli olsa da - heryerde mizah arıyorum, gülebileceğim saçma bir olay olacak sonra bilgisayarıma koşup size anlatacağım.

Muhtemel hikaye olabilecek herşey size yazı yazmak için çok malzeme veriyor ama kafayı da çok meşgul ediyor. Hayatımı olayların bir serisinden daha çok kısa hikayelerin bir kolleksiyonu olarak görmeye başladım. "Bundan harika bir hikaye olur, nasıl biteceğini çok merak ediyorum" derken bir bakıyorum çok abuk subuk bir olaydan bahsediyorum. Yazmak hayata bakışımı değiştirdi, hayatı yaşamamı bile değiştirdi. Sonunda benim de bu hayatta sevdiğim ve sahip çıktığım bir hobim oldu. Sürekli aklımda başladığım hikayeleri bitirmek için hayal gücümün çalışmasını bekler oldum.

Delice mi? Evet. Komik mi? Kesinlikle.İşte yazılarımda yeni dönemin konuları böyle olsun.

Hiç yorum yok: