Hafta sonumu İstanbul'da gezerek geçirdim. Cocasız, çocuksuz; annem ve grubuyla, kuzenimle kendi kafamıza göre takılarak geçirdik. Şans eseri böyle bir grubun içine düştüm ama güzel oldu. Uzun zamandır böyle bekar gibi gezmiyordum. Ailenin yarısı Ankara'da (Ela ve babası), yarısı İstanbul'da (Elondor ve Ben); ilginç bir hafta sonu oldu.
Önce bir boğaz turu ile Anadolu Kavağı'na gittik. Hava şansımıza çok güzeldi. Boğazı izleyerek geçmek unuttuğum bir keyifmiş. Bilmiyorum İstanbul'da oturanlar ne kadar keyif alıyorlar bu güzel şehirden. Anadolu Kavağı'nda deniz kenarında bir balık yedik ve biraz gezdik. Biraz derken oldukça fazla yürüdük dönerken vapurda uyuyakaldım. Eminönü'ne 3 dk kala gözlerim açıldı. Kendimizi Sultanahmet'teki otelimize attık ve biraz dinlendik.
Akşam çok gecikmeden Beyoğlu'na gittik. Burası İstanbul mu başka bir gezegen mi bilemiyorum.
Beyoğlu çok kalabalıktı ama saat ilerledikçe daha da kalabalık oldu. Biz Ankara'da böyle bir kalabalık göremeyiz zaten Ankara'nın uyku saatinde İstanbul daha da açılıyor sanki. 1 saat dolaşmanın sonunda Nevizade sokağı'nda bir yer bulduk ve oturduk. Heryer ama heryer insan. İstanbul bence New York'u geçmiş. Bu şehre bu kadar insan fazla geliyor.
Geçtiğimiz hafta Paskalya olduğu için heryer turist doluydu ve zaten kalabalık olan Beyoğlu daha da kalabalıktı. İstiklal Caddesi'ndeki kilise çok kalabalıktı. İnsanlar çoluk çocuk Paskalya tatilinde İstanbul'a geliyorlarmış. Vapurda Avustralya'dan bir aile vardı. Kadının kucağında asılı bebek 6 aylıkmış, bir de 4 yaşında çocukları vardı. Biz çocukla bir yerlere giderken endişe ediyoruz, onlar Avustralya'dan gelmişler. Kendime güvenim arttı. Seneye 2 bebekle gidebileceğim yerleri düşledim.
Nevizade'de yemekten sonra İstiklal caddesine devam ettik. Kahveler sokağı'nda çayımızı içtiğimizde artık benim uykum çok gelmişti ama kimsenin dönmeye niyeti olmadığı için biz annemle otele dönüp, kendimizi yatağa attık. Pedometreme göre ilk gün tam 11650 adım atmışız yani 5.5 km yol yürümüşüz. Artık hamile bir kadının o akşamki yorgunluğunu düşünün.
Pazar günü hiç de bu yoğun günden az kalır değildi. Sabah kalkınca güzel bir kahvaltıdan sonra Ada Vapuru'na yetişip önce Burgaz Ada'ya gittik.
Burgaz Ada'da denize de giriliyormuş. Faytonla adanın tepesine çıkıp indik, biraz da dolaştık. Sonra attık kendimizi Büyükada'ya. Büyükada, çok çok kalabalıktı. Aç olmasam o kalabalıkta yemek yemeye çalışmazdım. Yemekten sonra grubun hepsi Aya Yorgi'ye çıkmaya karar verdi. Ben daha önce bisikletle oraya gittiğim için ve yürüyerek oraya çıkmanın hamile bir insanı bırak normal bir insan için bile bir hayal olduğunu bildiğim için bu sevdaya nanik yaparak kuzenim ve annemi alıp biraz daha dolaştıktan sonra ilk vapura bindim. Anadolu yakasına geçtikten sonra kendimizi Bağdat caddesinde bulduk. Gerizekalı bir ekip olduğumuz için 2.5 km yol yürüdükten sonra fenalık geçirip biryere attık kendimizi. Bir yemek yedikten ve akşam da dinlendikten sonra yola çıktık. 2. gün de 12660 adım atmışım yani 6 km yol yürümüşüm. Bu toplam 11.5 km yürüyüşden sonra Ankara'ya geldikten sonra da kendimi zor toparladım. İstanbul çok güzeldi, çok eğlendim ve değişiklik oldu ama trafik, kalabalık ve başıma gelen ilginç olaylar burasının başka bir ülke olduğunu bana anlattı. Siz siz olun Paskalya'da İstanbul'a gitmeyin.
4 yorum:
Harika bir gezi olmus, hava da guzelmis, ne guzel! Adim sayma olayina bayildim :)
Esra, Ankara gerçekten erken uyuyor sanırım :) Epey oldu gitmeyeli ama en son Ankara'dayken saat 9'da sokaklar bomboştu :) Biz İzmir'de alışık değiliz, her saat sokaklar cıvıl cıvıldır, hele baharda ve yazda :))
Ne güzel gezmişsin. Ekin son İstanbul gezimizden beri yine gidelim anne deyip duruyor. İstanbul'da turist olmalı, yaşanacak yer değil bence :P
Esra,
Ne güzel yapmışsınız. Haberim olsa hemen yanınıza katışıverirdim. Bu arada kütüphaneye girmek için üye olmaya gerek yok. Kitap almak istersen üye olman gerekiyor. Üye olmak için de adresini ispat etmek üzere adına bir fatura ve nüfus cüzdanı gerekiyor. İsterseniz biz giderken size haber verelim birlikte gidelim. Kızılay'da Kumrular Sokak'ta yeri biliyorsun değil mi? Abla Esra'yi optuk yanaklardan
Umurcum;
Kütüphaneye giderken bize de haber verin lütfen. Biz de gelelim, öğrenelim..
Yorum Gönder