Son yazdığımın üstünden yine çok uzun geçmiş. Hemen konuya girmek lazım. Bizim bebeler az daha büyüdü. Evet evet Ela hanım 4.5 yaşına geldi, onun bir küçüğü Ece hatun da 27 aylık olarak evdeki yerlerini aldılar.
Ela hanım ilk insanlar ve evrim olayına takmış durumda. Neandartellerden, dinozorlara, maymunlardan tosbağalara herşey nasıl yokolmuş ve herşey nasıl varolmuş, hepsini sorguluyor. Babası ince manevralarla sorularından kaçmayı başarınca Ela hanım kızımızın tüm sorularından ben nasibimi alıyorum. Anlatıyorum da anlatıyorum. Tabii soyut şeyleri anlatamayıp bazen uydurunca sonra uydurduğum şeyi unutup başka şeyler uydurunca bunu o aligatör hafızası ile farkeden Ela beni köşelere sıkıştırıp bol bol kroşe çakıyor bana. Çok sıkıntılıyım anlayacağınız, bol bol metaforik anlatıma ihtiyacım var.
Tabii bununla yetinmiyor, dinozorların maketlerini kemiklerini de görmeye çalışıyor. Sırf bu çalışma için tekrar MTA müzesini bile ziyaret ettik. Tabii bu ziyaretten Ece de çok etkilendi, o günden beri dünyaya bakalım diyip duruyor. Bu loser yaratıklar dinozorlarla ilgili bir iki gün içinde bir yazı daha yazacağım ve kendilerine ateş püsküreceğim.
Okul ve yüzme olayı tam tıkırında. Kardeşi ile arası iyi sayılır. Ela hanımın keyfi son derece yerinde ve bunu da ''annecim 4 yaş çok güzelmiş değil mi?'' diye sürekli vurguluyor.
Okul ve yüzme olayı tam tıkırında. Kardeşi ile arası iyi sayılır. Ela hanımın keyfi son derece yerinde ve bunu da ''annecim 4 yaş çok güzelmiş değil mi?'' diye sürekli vurguluyor.
Ece hatun ise toddlerlığın vermiş olduğu kafa karışıklığının doruklarında geziniyor. Öncelikle kendisi için en son planımız olan bezi bırakma ve kreşdeki devamlılık olayı son yazımızın hemen üstüne çöktü. Ece sürekli hasta olup bir de kulağında sıvı birikmesi ve %50'ye yakın işitme kaybı yaşayınca mecburen eve çekmek durumunda kaldık. Yani hem eve geri döndü hem de bezi bırakamadık. Zaten kendisi hiiiiiiiçç tuvalete gitme gibi bir istekte bulunmuyor. Son derece hayatından memnun. Bir de üstüne güzide bir yaş olan 2 yaşın sendromik durumları binince Ece evde inadıyla ve protest tavırlarıyla yükselişte diyebilirim.
Tekrar okula gidicek tabi. Kış mevsimi bitip hastalıklar azalınca artık evde olmaktan son derece baymış Ece okula tekrar başlayacak. O zamana kadar da babasını, beni ve herkesi zorlamakla ilgili çok ciddi planları var sanırım. Bir kere kafayı babasına takmış durumda. Daha gözlerinin biri kapalı öbürünü yarım açmışken cümlesine ''Ben babamla'' diye başlayıp, duruma göre ''ben babamla yatcam'', ''ben babamla gitcem'', ''ben babamla oynıycam'' şeklinde devam ediyor. Bir insan evladının baba tercihini anlarım ama bu kadar obsesif olması çok şaşırtıcı. Üstelik hayatının büyük kısmını annesiyle geçiriyorsa. Sanırım benden bıkmış olabilir. İnatta da %98'lere vurmuş durumda, yalan söylemek de %70'lerde denilebilir. İkisini de takmıyorum, yaşasın 2 çocukluluk.
Okulun Ece'nin gelişimi üstündeki pozitif etkilerini görmemek mümkün değil. İlk fırsatta tekrar okula göndererek hayatına çekidüzen vereceğim.
Bana gelince çok yoğun olmamın dışındaki haberlerimi başka bir yazının konusu yapayım. Şimdilik bu kızların büyümesini izlemek harika birşey diyelim:)
En yakın zamanda görüşmek dileği ile.
7 yorum:
İkisine de maşallah, kocaman olmuşlar:)
muhteşemsizin, çok tatlı olmuşlar:)
Seviyorum seni ve yazılarını :) berk yanımda herpesten yatarken bir tek sen yuzumde tebessüm oluşturabilirdin sanırım. Teşekkürler...
Derhal Aylin içinde bir baba aşkı ve obsesyonu dilerim yaleppimden!
Çok tatlılar..
Ikiside ayri guzel olmus masallah
Özlemişim sizi:) iyi geldi yazı
muhteşem ikili olmuş bu kızlar Esracım, mutlulukları daim, krizler geçici olsun:)
Yorum Gönder