17 Ekim 2013 Perşembe

Ece 3 yaşına girdi ve okula başladı.

Artık yazamıyorum diye hayıflanmayacağım. İnsan hayatı dönem dönem. Bir zaman gelir herhalde yine diğer tutkum olan yazmaya daha fazla zaman ayırabilirim herhalde. Ama şu sıra yoğun iş, çocuklar, ev derken gerçekten vakit bulamıyorum. Neyse seyrek de olsa çocukların önemli dönemlerini yazmak istiyorum.



Özetle Ece kuşu 3 yaşına girdi. İnanılmaz bir hızla geçen 3 sene. Özetini bile çıkaramam. Söyleyecek fazla birsöz yok şu an. Ece yeni bir döneme girdi. Ve Ela ile birlikte aynı okula gitmeye başladı. Artık araları gerçekten çok iyi. Bir arkadaş, bir yoldaş ve bir kardeş oldular. Bir organizma gibi davranıyorlar artık. Tam da istediğim ve umduğum buydu. Umarım uzun yıllar böyle olurlar.










10 Temmuz 2013 Çarşamba

Ela ile geçen 5 muhteşem yıl...

İlk göz ağrımız, tatlı kuzumuz Ela ile harika bir 5 yıl geçirdik. Bu kadar büyümüş olmasının bana verdiği hisleri anlatabilmem mümkün değil. Bize yaşam enerjisi veren, müthiş bir enerji sağlayan, hayata tekrar gelmemizi sağlayan kızımız bugün 5 yaşında..

Umarım daha nice 5 yıllar sağlıkla birlikte oluruz. Mutlu yıllar Ela Naz.









19 Haziran 2013 Çarşamba

Ece'nin Gösterisi


Ece kuzusu 33 aylık oldu ve ilk kreş senesini bitirdi bile. Bu küçük olanlar büyürken insan daha bir çok şaşırıyor. Kendisi son derece uyumlu ve denilenleri yapan bir çocuk olduğu için gösteride maksimum görev almış. Çok güldük, çok duygulandık ve çok eğlendik. İlk gösterimizden aklımızda kalanlar da bunlar oldu.

Ece şimdi ablasıyla birlikte anneannesinin yanına Antalya'ya gitti. Tam 12 gün ayrı kalacağız. Ve ben de yanlarına gideceğim. Şimdiden çok özledim onları. İşte size o günümüzden birkaç kare.




3 Haziran 2013 Pazartesi

Neler Oluyor

Haftalar, günler, aylar çok hızlı geçiyor. Aklımda hep bloga yazayım var. Eskiden ne güzel kayıt altına alırdım. Aldıklarım unutulmuyor çünkü. Ama hayat şu an hızlı çekime girdi akıp gidiyor ellerimizden. 


Ela ve Ece büyüyorlar. Gözümüzün önünde birer çocuk oldular. Çok da keyifliler. Ve araları da çok iyi. Tabi arada birbirlerine kötü davranıp, kavga ediyorlar. Ama artık organizma gibi oldular. Herşeyi birlikte yapıyolar. Gerçekten bunu çok istiyordum. İstediğim kıvama geliyolar sanırım. Bundan sonra tek isteğim sağlıklı olmaları, onlardan hiçbir beklentim yok. Umarım mutlu olurlar.


Şimdi birbirlerini çok seviyorlar. Ece 3 yaşına, Ela 5 yaşına yaklaşırken artık bir organizma gibiler. Sonunda çok yakın arayla çocuk yapmanın güzel taraflarını yaşıyorum artık. Daha özel yazılarla yazı hayatıma döneceğim. Çok yakında...




8 Mart 2013 Cuma

Özel günler ler ler..

Neden dünya kadınlar günü var? Neden bir günümüz var? Erkeklerin bir günü var mı? Kadınların da bir güne, bir günde sesini duyurmaya ihtiyacı olmamalı. Kadınlar da normal hayatlarını istedikleri gibi yaşamalı. Benim hayalimdeki dünya bir güne ihtiyacımız olmadığı bir dünya. Kadınla erkeğin her koşulda eşit olabildiği bir dünya. Her türlü özel güne ben karşıyım. Böyle birşeye ihtiyaç duymamalıyız.

6 Ocak 2013 Pazar

Ela 4.5 Yaşında, Ece 27 aylık

Son yazdığımın üstünden yine çok uzun geçmiş. Hemen konuya girmek lazım. Bizim bebeler az daha büyüdü. Evet evet Ela hanım 4.5 yaşına geldi, onun bir küçüğü Ece hatun da 27 aylık olarak evdeki yerlerini aldılar. 



Ela hanım ilk insanlar ve evrim olayına takmış durumda. Neandartellerden, dinozorlara, maymunlardan tosbağalara herşey nasıl yokolmuş ve herşey nasıl varolmuş, hepsini sorguluyor. Babası ince manevralarla sorularından kaçmayı başarınca Ela hanım kızımızın tüm sorularından ben nasibimi alıyorum. Anlatıyorum da anlatıyorum. Tabii soyut şeyleri anlatamayıp bazen uydurunca sonra uydurduğum şeyi unutup başka şeyler uydurunca bunu o aligatör hafızası ile farkeden Ela beni köşelere  sıkıştırıp bol bol kroşe çakıyor bana. Çok sıkıntılıyım anlayacağınız, bol bol metaforik anlatıma ihtiyacım var.



Tabii bununla yetinmiyor, dinozorların maketlerini kemiklerini de görmeye çalışıyor. Sırf bu çalışma için tekrar MTA müzesini bile ziyaret ettik. Tabii bu ziyaretten Ece de çok etkilendi, o günden beri dünyaya bakalım diyip duruyor. Bu loser yaratıklar dinozorlarla ilgili bir iki gün içinde bir yazı daha yazacağım ve kendilerine ateş püsküreceğim.

Okul ve yüzme olayı tam tıkırında. Kardeşi ile arası iyi sayılır. Ela hanımın keyfi son derece yerinde ve bunu da ''annecim 4 yaş çok güzelmiş değil mi?'' diye sürekli vurguluyor.



Ece hatun ise toddlerlığın vermiş olduğu kafa karışıklığının doruklarında geziniyor. Öncelikle kendisi için en son planımız olan bezi bırakma ve kreşdeki devamlılık olayı son yazımızın hemen üstüne çöktü. Ece sürekli hasta olup bir de kulağında sıvı birikmesi ve %50'ye yakın işitme kaybı yaşayınca mecburen eve çekmek durumunda kaldık. Yani hem eve geri döndü hem de bezi bırakamadık. Zaten kendisi hiiiiiiiçç tuvalete gitme gibi bir istekte bulunmuyor. Son derece hayatından memnun. Bir de üstüne güzide bir yaş olan 2 yaşın sendromik durumları binince Ece evde inadıyla ve protest tavırlarıyla yükselişte diyebilirim.



Tekrar okula gidicek tabi. Kış mevsimi bitip hastalıklar azalınca artık evde olmaktan son derece baymış Ece okula tekrar başlayacak. O zamana kadar da babasını, beni ve herkesi zorlamakla ilgili çok ciddi planları var sanırım. Bir kere kafayı babasına takmış durumda. Daha gözlerinin biri kapalı öbürünü yarım açmışken cümlesine ''Ben babamla'' diye başlayıp, duruma göre ''ben babamla yatcam'', ''ben babamla gitcem'', ''ben babamla oynıycam'' şeklinde devam ediyor. Bir insan evladının baba tercihini anlarım ama bu kadar obsesif olması çok şaşırtıcı. Üstelik hayatının büyük kısmını annesiyle geçiriyorsa. Sanırım benden bıkmış olabilir. İnatta da %98'lere vurmuş durumda, yalan söylemek de %70'lerde denilebilir. İkisini de takmıyorum, yaşasın 2 çocukluluk.



Okulun Ece'nin gelişimi üstündeki pozitif etkilerini görmemek mümkün değil. İlk fırsatta tekrar okula göndererek hayatına çekidüzen vereceğim.



Bana gelince çok yoğun olmamın dışındaki haberlerimi başka bir yazının konusu yapayım. Şimdilik bu kızların büyümesini izlemek harika birşey diyelim:)



En yakın zamanda görüşmek dileği ile.