Yıllardır hatta nerdeyse Ela doğduğundan beri ailecek böyle uzun bir tatil yapmadık. Koca, çocuklar ve ben ilk kez bir haftadır biraradayız. Antalya'ya gelip Ela'mıza kavuştuk. Şimdi Ece'yi annemin yanına bırakıp biraz daha gezeceğiz. Bizler küçük bir sürü olarak daha 1 hafta daha tatilde olacağız. İşler güçler yüzünden birbirimizin yüzünü göremiyorduk, gerçi şimdi de çocuklarla ilgilenmekten göremiyoruz ama olsun. Yine de bir arada bulunmanın keyfini çıkarmaya çalışıyoruz. Eylül'de görüşmek üzere. Kararlıyım artık daha çok yazacağım.
24 Ağustos 2012 Cuma
23 Ağustos 2012 Perşembe
Moskova Notları'ndan
Christ the Savour Katedrali
Moskova Nehri'nin kenarında, Kremlin'in tam karşısında harika bir bahçesi olan çok güzel bir katedral. Bahçede fotoğraf çekimleri yapılıyordu. Ne kadar şanslı olduklarını düşünüp durdum.
Bu katedralin tam karşısında Pushkin State Museum of Fine Arts var. 10 numara 5 yıldız bir müze. Ağzım açık kapatamadan tam 2.5 saatte gezdim. Ve orayı gezdiğim sabah başka biryer gezemedim. Fotoğraf çektirmedikleri için böyle sadece dışının fotoğrafını çekebildim ama içerisi çok etkileyici. Sanat eserleri harika. Her esere 3 dakika baktım diyebilirim. Bir de koridorlarda hologramlı gibi havada asılı görüntüler oynatıyorlardı. Bu müze Moskova'nın en görülmeye değer yeri imiş. Bence de öyle.
Şu tipi kaymış benim arkada da bir tarafda Moskova Nehri bir tarafta Kremlin Sarayı'nın surları var.
Kremlin Sarayı Ön kısım.
Otelimizden akşam bir görüntü. Otelimiz metronun dibinde olduğu için bence çok iyi bir seçimdi. Lokasyon sayesinde çok rahat gezdik.
Pokrovsky Katedrali. Bu katedralin yanına yaklaşamadık. Kızıl Meydan'da (Red Square) bir konser olacağı için bir kısmı kapatılmıştı.
20 Ağustos 2012 Pazartesi
18 Ağustos 2012 Cumartesi
Ece Tam 23 Aylık..
Şu küçük bebenin 23 aylık olması çok garip gelmiyor mu size de? Daha dün doğdu. Daha dün 1 yaşını kutladık. Hele son 1 senesi inanılmaz bir hızla geçti. Üç haftadır okula gidiyor. Alıştı bile. Ece bugün bana sebilden su bile getirdi ve anladımki benim küçük kızım bile büyümüş. Kocaman olmuş.
Tatlılığının doruklarında şu sıra. Sürekli sürekli konuışuyor. ''Tık tık tık, Kim o? Ben Ece'miyim?'' diyor. Diyalogu kendi kendine yapıyor şu ara. Ela'nın da Antalya'da olmasını fırsat bildi biraz, babası ve annesiyle aşk yaşıyor şu günlerde.
Büyük kızımızı da çok özlediğimiz için bayramla birlikte işlere biraz ara verip tatile çıkıyoruz. Zamanı biraz yavaşlatıp kızların büyümesini biraz içimize çekmek istiyoruz. Herkese iyi bayramlar.
Not: Fotoğraflar Eymir Gölü kenarında çekilmiştir.
4 Ağustos 2012 Cumartesi
Ece Okullu Oldu.
Sonunda olan oldu ve şu fotoğraftaki egzotik melez güzeli daha fazla evde tutamadık. Tutamadık derken tabiisi bayıla bayıla gitmedi. Sadece ablası okula gittiği için ''okuya ditcem'' diyip duruyordu. Ama iş ciddiye binince ilk gün kreşi birbirine kattı. Orda müdürün odasında 45 dakika oturabildim. Sürekli ağladı. 2. gün 1.5 saat kalabildi. 3. gün 2 saat kaldık. Çabuk sustu. Gezerken ''anne oğda'' diyip bana el salladı durdu. 4. gün kreşe girerken ağladı ama öğretmeni arkadaşlarının yanına götürünce sustu. Onu bırakıp 2 saat sonra geri döndüm. Bir arıza çıkmadı. 5. gün ağlamadan öğretmeninin kucağına gitti. Bana bay bay yaptı ve öğretmenine sarıldı.
Sanırım öğretmenine alıştı biraz. Tabii ki geri dönüşler bekliyorum ama artık bir yola girdik. Bunun geri dönüşü bence yok. Benim çalışmam onun suçu değil. Ben işe gidiyorum diye bütün gün bir kadının suratına baksın istemiyorum. Çocuklarla birarada olsun, gelişimine katkı sağlasın istiyorum. Ece'yi Koru Mahallesi'ndeki Yuva Gelişim'e gönderiyoruz. Çok deneyimli sahipleri var. 1976'da kurulmuş ve tüm sınıfları bahçeye açılıyor. Sürekli dışardalar. Bu benim çok hoşuma gitti. Sonrası nasıl olur bilmiyorum ama şimdilik memnunuz. Ece de böylece ablasından çok çok daha erken okula başladı. Bakalım önümüzdeki günler bize neler göstericek. Ece'nin kreş maceraları çok yakında burada. Tek endişem küçük bir tatilimiz var önümüzde. Bu tatilden dönüşte ne yaşayacağız. Ama yapıcak birşey yok birşekilde atlatıcaz.
Sanırım öğretmenine alıştı biraz. Tabii ki geri dönüşler bekliyorum ama artık bir yola girdik. Bunun geri dönüşü bence yok. Benim çalışmam onun suçu değil. Ben işe gidiyorum diye bütün gün bir kadının suratına baksın istemiyorum. Çocuklarla birarada olsun, gelişimine katkı sağlasın istiyorum. Ece'yi Koru Mahallesi'ndeki Yuva Gelişim'e gönderiyoruz. Çok deneyimli sahipleri var. 1976'da kurulmuş ve tüm sınıfları bahçeye açılıyor. Sürekli dışardalar. Bu benim çok hoşuma gitti. Sonrası nasıl olur bilmiyorum ama şimdilik memnunuz. Ece de böylece ablasından çok çok daha erken okula başladı. Bakalım önümüzdeki günler bize neler göstericek. Ece'nin kreş maceraları çok yakında burada. Tek endişem küçük bir tatilimiz var önümüzde. Bu tatilden dönüşte ne yaşayacağız. Ama yapıcak birşey yok birşekilde atlatıcaz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)