6 Nisan 2012 Cuma

Yaş 35, Yolun Başı



Bugün itibariyle dolu dolu 35 yaşımı doldurmuş bulunuyorum. Ben küçükken 35 yaşındaki insanlar için ne kadar büyük hatta yaşlı diye düşünürdüm. Şimdi 35 yaşındayım ve hiç de yaşlı hissetmiyorum. Hatta içinde bulunduğum konum itibariyle kendimi yolun başında gibi hissediyorum. Geçtiğimiz 4 sene hayatımın hem en güzel seneleriydi, hem de hayatımdaki en büyük değişikliklerin olduğu yıllardı.

10- 20 arasını doğru düzgün hatırlamıyorum. Sanki daldan dala uçan kelebek gibiydim. Ruhum yani, huysuz, hırçın ama bir o kadar da neşeli bir yapım vardı. Sürekli gezmek isteği duyardım ve dersler hiç umrumda değildi. Tabii ki hayatımın en uçarı ve bir o kadar da mücadeleli yıllarıydı.

20-25 arası çok sancılıydı. Evet çok gezdim, çok çok gezdim. Ama işe başlamam, paramı alamamam, başka işe geçmem, kazık yemem, daha düzgün bir işe geçmem, bir yandan da aşık olmam, önce onunla savaşmam sonra sulh imzalamam bu yıllara denk geliyor. 25'ime geldiğimde artık son 5 yılın yorgunluğu ile işim oturmuş ve çalkantılardan sonra durulmuş düzgün bir ilişkim vardı herşey ciddileşiyordu. Bu arada hırçın ve agresif ruhum durulmaya ve empati duymaya başladı. Başka insanları anlamaya çalışmaya, başka kültürdeki insanların da insan olduklarını görmeye başladı. Bu ilişkime ve işime de yansıdı. Daha huzurlu bir ortamım oluşmaya başladı.

25-30 arası çok keyifliydi. Evlilik, kendi yuvam, kendi borum. Sorumsuzca gezmeler, tozmalar, arkadaşlar. Daha huzurlu bir hayata geçiş. Küçük çalkantılar, kafa boşaltmaca. Çok çalışma, çok çok çalışma. Yorgunluk.



30-35 yaş arası. Kendimi bulma. Gerçekten kendimi bulma. Yeniden keşfetme. Doğurganlık yılları. Her şekilde. 2 tane güzel kız doğurdum. İlk kızımın doğumundan sonra onu kendim büyütmek istediğime karar verip işe ara verince boşluğu önce yazı yazma ile doldurdum. Bir baktım ki bu işten çok keyif alıyorum. Yazdım, yazdım. Komik yazdım, okundu; ciddi yazdım, okundu; eleştirel yazdım, okundu. Anladım ki kendimi konuştuğumdan bile iyi ifade ediyorum. Bayıldım yazmaya. Kızlarımı bir yandan büyütürken, yazılarım da bir yanda büyüyüp durdular. Daha birinci kızım bebekken ikinciye hamile kalmam ve onu doğurmamla lohusa kafam dağılmadığı için çok az çalışabildim. Ama ikinci kızımdan sonra işimde de yeni yönler keşfetmeye başladım. Başladım çizmeye. Çizdim, tasarladım, biraraya getirdim. Bir baktım yıllardır animasyon çizen ben, başka birşeyler yapıyorum ve insanlar talep ediyor. Ben yaptım, onlar talep etti. Sonra baktım yapıyorum yapıyorum malzeme lazım istediğim malzeme yok, başladım istediğim malzemelerin fotoğraflarını çekmeye. Önce bir kursa gittim daha iyi çekmek için. Sonra grafik bilgimle fotoğraf bilgimi birleştirip başka ürünler yapmaya başladım. Sonra bambaşka bir dünyaya daha girdim. Başladım bebeklerin fotoğrafını çekmeye. Hayatın akışına kendini bırakmayı öğrendim ben bu yaşımda. Stressiz, acele etmeden hayatın akışına kendini bırakıp, tutkunu olduğun bir iş yaparsan hep daha iyiye gidersini öğrendim. İçinde de insanlık ve sakinlik ve dinginliği bulduysan keyifli bir hayat yaşarsını öğrendin. Şimdi doğumlara giriyorum, insanların en özel günlerine tanıklık etmeye. İnanılmaz bir deneyim. El ele tutuşmalarına, yavrularına hoşgeldin deyişlerine, ağlamalarına, dışarıda bekleyen anne babaların nasıl endişe duyduklarına tanıklık ediyorum. Her seferinde onlarla yaşıyorum tekrar tekrar. Annelerin elini tutuyorum, çenemi tutamayıp karışıyorum ''şöyle emzirceksin, soğuktan birşey olmaz bebeği kalabalığa sokmayın'' falan diyorum. Orda da annelik yapıyorum. Beni böyle bir insan yapan asıl şeyi, anneliği.

2 kızıma çok şey borçluyum. Annelik beni bambaşka bir insan yaptı. Öncelikle hayatta en başarılı olduğum şeyin annelik olduğunu gösterdi. Sonra başka başarılı olduğum yepyeni şeyler olduğunu gösterdi. Daha sakin, daha huzurlu, daha az şikayet eden, daha çok empati yapan, daha üretken, daha doğurgan.

Sevgili Kızlarım.
35. yaşımda çok şey öğrendim hayattan. Artık ne istediğimi biliyorum. Hayatta ''keşke''lerin yerini çok azalttım. Sevilmek yerine sevmeyi öğrendim. Hiçbirşeyin göründüğü gibi olmadığını öğrendim. Yargılamamayı, anlamaya çalışmayı öğrendim. Herşeyin bir nedeni olduğunu en kötü görünen günlerin bile aslında hayırlı olduğunu gördüm. Daha çok affediyorum, daha çok hataları örtüyorum. Kızmamayı öğrendim. Şairin dediği gibi yolun yarısında değil daha yeni bir hayatın başında olduğumu hissediyorum. Her birinizin doğduğu gün annenizin içinden de yeni biri doğdu. Sizinle yaşadığım hergün benim için çok güzel ve anlamlı. O yüzden günlerimi küçük şeylere kafa yorarak geçirmemeyi öğrendim. İnsanlara umut dağıtmayı, karşılıksız yardım etmenin ve beklemeden vermenin ne kadar haz verir olduğunu da babanızdan öğrendim.

Sevgili Kocam;
Senin birgün büyük bir marangoz, balıkçı, tamirci, maketçi, ikebanacı, senarist, fotoğrafçı, ahçı olamayacağını biliyorum. Benim için değil bilgisayar için doğmuş olduğunu da söyleyebilirim ama senin harika bir baba ve koca olduğuna eminim. Umarım kızlarımızı beraber büyütürüz.

Sevgili Annem ve Babam,
Biliyorum sanıyorsunuz ki sizi anlamıyorum. Sanıyorsunuz ki takdir etmiyorum. Her anne baba öyle sanır. Ama ben büyüdükçe çocuklarımı büyüttükçe sizi daha iyi anlıyor ve daha çok takdir ediyorum. Bana kazandırdığınız her güzellik için, sınav verdirdiğiniz her mücadele için teşekkür ederim. Sizi seviyorum.

Şairin dediği gibi yaş 35 ama ben yolun başında hissediyorum.

16 yorum:

Gamze MALKOÇ dedi ki...

Esra hanım doğum gününüz kutlu olsun, Gamze MALKOÇ...

kezbant dedi ki...

Cocanla, dünya tatlısı kızlarınla, annenle, babanla, tüm sevdiklerinle, seni sevenlerle birlikte nice mutlu, neşeli, sağlıklı, eğlenceli, güzek yıllara Esra'cım.. Sevgiler..

Fatma dedi ki...

Sağlık mutluluk dilerim, uzun sevdiklerinizle dolu bir ömür dilerim:)

Benden Bizden dedi ki...

Esracım, ne kadar samimi bir yazı olmuş. Yeni yaşını,yeni yaşamını tebrik ediyorum. Nice mutlu mutlu yıllara :)

Sinem Alptug Ayhan dedi ki...

kocaman yüreğinle daha kimlere yeteceksin bakalım iyi ki varsın

Sinem Alptug Ayhan dedi ki...

kocaman yüreğinle daha kimlere yeteceksin bakalım iyi ki varsın

Twin dedi ki...

Çok güzel ifade etmişsiniz ..:=)

Burcu dedi ki...

Ay benim niye gözlerim doldu yine?? Önceden hamilelik ya da lohusalık hormonlarıma veriyordum artık bahanem de kalmadı. Çok güzel yazmışsın Esra.. Seviyorum seni.. Nice yıllara... Hep böyle sade, dingin ol..

Twin dedi ki...

Sizin bloğunuzu okumak bana çok iyi geliyor.
Sanki hepsi benimde hissettiklerim ama ifade edemediklerim gibi...
Teşekkürler...

AYÇA dedi ki...

Mutlu yillar esracimmm. Guzel kizlarinla, esinle, ailenle.bizimle upuzzzzuuuun yillar dilerim :)

kuzunun annesi dedi ki...

Nice mutlu yıllara

kuzunun annesi dedi ki...

nice mutlu yıllara

nohut oda dedi ki...

ne güzel anlatmış dökmüşsünüz hepsini yazıya...
nice yıllar olsun inşallah

banu dedi ki...

35 sonrası için yepyeni bir hayat diyorum ben :) kutlu olsun yeni yaşın.

gezicini dedi ki...

sevgili Esra,
muhteşem bir yazı olmuş. nice uzun, sağlıklı ve ailenle birlikte olacağın 35 yaşlar dilerim.
sevgiler
gorki

Unknown dedi ki...

ne kadar güzel bir yazı ve daha da önemlisi bir hayat.
umarım bundan sonrası daha da güzel olur...