Antalya kareleri daha sonra.
31 Mayıs 2011 Salı
Side 2011
Antalya kareleri daha sonra.
30 Mayıs 2011 Pazartesi
Annelik Nedir?
(Alternatif Anne'deki son yazım)
Annelik nedir ki? Son zamanlarda anne olduğumu hissettiren birkaç şey farkettim. Anneme, annelere ithaf.
Bence Annelik:
- Yüzü sümük içinde olan birinin boynunuza yanaşmasına izin vermektir;
- Evdeki herhangi biryerde bir gürültü duymak ve bir ağlama bunu izleyecek mi diye 5 sn donup kalmaktır;
- Yüzlerce ve yüzlerce ve yüzlerce rahatsız edici şarkının sözlerini bilmek ve hatta onları söylemektir;
- Önünüzdeki poponun çok tatlı olduğunu düşünmek, biraz önce üstünden kaka temizlemiş olsanız bile;
- Çantanızda sizinle ilgili olduğundan daha fazla abuk sabuk şeyler bulundurmaktır;
- Sürekli arka koltuğa birşeyler verirken araba kullanabilmek, arka koltukdan birşeyler toplayabilmek ve evrenin cevaplanamaz tüm sorularına cevap verebilmektir: ''Peter Pan neden yeşil anne? Bana hediye getirecek mi?'' gibi;
- Karşı koyulmaz tatlılığa karşı kalbinizin patlayacak gibi olmasıdır;
- 15 kg'lık bir insanı gitmek istemediği biryere doğru sürüklerken kavalkemiğinize sert bir materyalle vurulmasıdır;
- Başka bir insanın yemek, uyku ve banyo ihtiyaçlarını daha kendisi bilmeden bilmektir;
- Tamamen yılmış ve rahatsız olmuş bir halden bir dakikada tamamen mutlu ve müteesire geçip sonra yine bir dakikada eski haline dönmektir;
- Dünyanın en kötü misafirlerini ağırlamak ki bunlar
- tüm yiyeceğinizi yer ve hiçbirini yerine koymaz,
- büyük dağınıklıklar yaratıp asla temizlemezler,
- evin ihtiyaçlarına tam anlamıyla hiç bir katkıda bulunmazlar,
- evinizin her tarafına kaynağı belirsiz (elma suyu? sümük?) kirli el izleri bırakırlar,
- kilotlarına kaka yaparlar,
- burunlarını karıştırırlar,
- gece ve sabahın ilk saatlerinde seni uyandırırlar,
- onlara yiyecek servis etmenizi talep ederler,
- TV'nin onların programlarına çevrilmesini talep ederler, sizinkine değil,
- sabahın köründe ''memeee memeeee'' diye ağlarlar,
- ve en çok da hiç ama hiçbir zaman ayrılmazlar.
Birşey atladım mı?
Yine de bu misafirlere tapıyor muyuz? Neden?
Ela'nın Oyun Gruplarından
29 Mayıs 2011 Pazar
Tatilden Diyaloglar
Ela: Güneş neden güneşli anne?
Bu mantıkla tartışamam.
Ela: Anne, keşke ağzımda bir burun olsaydı.
Ben: Neden kızım?
Ela: Çünkü o zaman dişlerim kirli olduğunda kokusunu alır gider fırçalardım.
**************************
Ela: Az daha tuvalete düşüyordum anne.
Ben : Poponu biraz daha büyütmen lazım kızım. O zaman düşmezsin.
Ela : Seninki gibi mi anne?
--------------
Ela: Anne ben kaç yaşındaymışım.
Ben: 2,5 yaşındasın tatlım. Yakında 3 yaşında olucaksın.
Ela: 3 yaşında olunca kendi evim olur mu?
Ben: Olmaz kızım.. Daha çok büyümen lazım.
Ela: Abaca ne zaman olur ki.
28 Mayıs 2011 Cumartesi
Ece Sıralıyor
Antalya soğuk ve yağmurlu. 2 gündür hiç durmadı. Artık bugün Ela ile deniz yerine yağmurda ıslanmaya çıktık. Bu sene sandalet yerine çizme alsaymışız daha iyi olurmuş.
24 Mayıs 2011 Salı
Mis Gibi Çorba
Güzel bir çorba için daha iyi bir zaman olabilir mi? İşte geçen gün yaptığım harika çorbanın tarifi. Benim tarifim, transyağlar, yağlar hatta gıda içermese de, diyette olan nankör annem bir parça yemeyi bile reddetti. Neyse ne. Bana daha fazla kalır. Daha iyi.
İşte benim tarifim:
İçindekiler:
-6 veya 12 kap su
-2 avuç çamur
-287 boya kalemi parçası, kırılmış
-8 boru temizleyici
-Bir tüp yapıştırıcı
-5 parça tebeşir
-7 taş
-2 parça gül yaprağı
Opsiyonel: içi kumlu tırnaklar, ataç ve aliminyum folyo.
Yönlendirmeler: Kullanmaman gereken bir kaseye banyo suyundan koy. Yol üzerinde giderken oraya buraya döktüğüne emin ol. Tüm içerikleri al ve kaseye boca et. Tüm içindekiler dışarı fırlayana kadar karıştır. Halıya falan bulaşığın yayılmasına özen.
Hazırlama Zamanı: Annen seni durdurana kadar.
Servis: 2 oyuncak bebek, 3 peluş hayvan ve bir sürü karınca.
Temizleme Zamanı: Keşke bilsem. Annem temizledi. Sanırım birkaç saat almıştır.
Antalya 2011
18 Mayıs 2011 Çarşamba
Ece'nin Ağzı Hep Dolu
Ece'nin boğazından bugün çıkardıklarım:
Evet, lastik tokayı yuvarladı.
Bu sabah Ela'nın yere attığı bir mukavva kutuyu kemirirken gördüm. Sonra kendisini yukarı kaldırıp ağzının içine bakınca boğazına doğru yapışmış mukavvayı gördüm. Ters çevirip elimi daldırıp çıkardım. Bir santimetrekareydi ve ucuz kurtardık.
Onu kucağıma aldım, yüzünde bir stres aradım ve öksürmeye devam etti fakat öksürebildiğine göre anladımki nefes alabilir. Yere oturdum ona sarıldım ve yine çok korktum. Yutması ve sindirmesi çok zor birşey denedi bu sefer.
Biz ne kadar toplarsak toplayalım herşeyi hatta her küçük şeyi ortalıkda bırakan bir ablası var. Asıl bunun tehlikeli olduğunu düşünmemiştim. Benim hatam. Sürekli sürekli kontrol etmeliyim. En zor döneme girdik. Onu izlediğim sırada bile ağzına bişeyler atmayı beceriyor. Bakalım tatil günleri nasıl geçecek.
17 Mayıs 2011 Salı
Kısa Kısa - 17 Mayıs
16 Mayıs 2011 Pazartesi
Sürünün sonuncusu 8 aylık
12 Mayıs 2011 Perşembe
Yağmur Altında MFÖ Konseri
Stadda yer bulduk. Tıkındık, oynadık. Hava kararınca Ece yorulunca Ece'yi eve gönderdik. Konser başladı. Yağmur başladı. Giydik poşetleri kafamıza. Dansettik. Çok yorulduk.
Ela'nın ilk konserinin son hali ise aşağıda. Konser'de bayıldı kaldı. Bana çok iyi geldi. Uzun zamandır böyle aktivite yapmayınca hava koşulları beni durduramaz. Hep söylerim yağmur yapdığı için birşey yapmamayı anlamıyorum. İngiltere'de insanlar hep evdemi oturuyor kardeşim. Islanmak ne kadar güzel biliyormusunuz. En son ne zaman denediniz. Haydi dışarı.
11 Mayıs 2011 Çarşamba
Kısa Kısa - Mayıs 11
10 Mayıs 2011 Salı
Skali ve Maldır
5 Mayıs 2011 Perşembe
Ece'nin Oyun Grubu
Ben Ece'yi sakin sessiz, gözlemci sanırdım. Ama diğer bebeklerin yanında gördüm ki Ece aktivasyon insanıymış. Aynı Ela gibi. Bu lafı şu sıra çok duyuyorum ve ödüm patlıyor. Bir Ela'yla daha nasıl başa çıkacağımı bilemiyorum. Ece hareketlendikçe bu işi sevdi artık hiç durmak istemiyor. Bizim minik oyun grubumuz böyle işte. Yakında yine buluşup dertleşip bebeklerin birbirlerine ilgilerini takip edicez bakalım. Yaa Ela hanım sen Ece'yi büyümüycek mi sandın.
4 Mayıs 2011 Çarşamba
Son Diyaloglar
3 Mayıs 2011 Salı
Ben Eğileyim Sen Bana Vur
Ela'nın yatma zamanından önce soyunup manyaklar gibi koşturduğu yeni bir hobisi var. Çişini yaptırıp, ellerini yıkayıp yatağa götürmek işkence oluyor. Gerçekten. Bu bilgi almak için mahkumlar üzerinde kullanılabilir. Bir küçük çocuğu versinler ellerine yatır bunu desinler. Hepsi pes eder.
Bugün bu rutine bombastik bir element ekleyip yüzüme bir tekme attı. Ben onu yatırmaya çalışırken ayağı çenemle tanıştı. Sert. Gözüme yaş geldi ve boğazıma da bir çığlık.
Sesimi daha önce hiç duymadığı bir desibele yükselttim ve sonra ne yaptı biliyor musunuz? Bana güldü.
Kim yapar bunu? Kim yüzünden milim uzaklıktan bir çığlık duyar ve sadece güler?
Dinginlik şimdi, sakinlik şimdi, huzur şimdi